22.07.2008

Yeni Bir Dergi: Dar Sokak

Murat Altunöz ve Özcan Özgün editörlüğünde yeni bir edebiyat dergisi çıktı: Dar Sokak… 8 sayfadan oluşan Dar Sokak’ın uzun soluklu bir dergi olmasını umuyor, yayın hayatında başarılar diliyorum.
Dar Sokak Aylık edebiyat Dergisi
Ağustos 2008 yıl 1 sayı 1
İçindekiler:
Şairin Sözü var- Ahmet telli
Cafer Demirtaş- Postal
Sema Dündar -Sıradan Bir Gün ( Öykü)
Arife Kalender, Şiir İnsanlığın Ortak şansıdır ( Söyleşi) Murat Altunöz
Müslüm Kabadayı- Oğlak Mükebbenin altından durmaz ! ya Öğrencilerimiz
Ahmet Tuncer- Anlarız ( Şiir)
Asiye Kamber -Geceye Kanayan Gizem (şiir)
Hatice Yıldız -ve Ben ( Deneme)
Faiz Cebiroğlu -Ey İsa ( Arapça’dan çeviri Şiir) Macit Ebu Goş
Mehmet Ercan- pelesenk ( şiir)
VE BİR UMUT ŞAİRİ SENNUR SEZER
İletişim: Murat Altunöz
murataltunoz@hotmail.com
web: http://www.darsokak.blogspot.com/

14.07.2008

Özkan Satılmış

ÖCÜ RENGİ
annem nisanın biriydi hep
babam her ayın otuz ikisi

saksılar sahiplendi beni
saksılar: dünyanın en aydınlık yeri

bÜyÜmek gelişen bir omurga yangını

yağmalanmak iyidir
her vuruluşumda şiir kaldırır alnımı

cevizden bir kadını bekliyorum
gelse, şehrin yapışkan metalini yarsak

o zaman masal takardım öcülerin rengine
ışıkla yontmama gerek kalmazdı ödümdeki volkanı

hep terlerdi bayram sabahları
soğuk güller yıkardı derimin içini

hiç susmazdı ömür kağıdım.

Dize, Aralık 2004

13.07.2008

Onur Aslan



Yorumsuz

Onur Aslan


Yorumsuz

12.07.2008

Hilmi Yavuz

Doğunun Kalıtı

biz üç güzel kardeştik ve ölüm,
ölüm en gencimizdi bizim

bize doğunun büyük şiiri kaldı

o bir nehir gibi ve kendimizin
nice ipek yollarına dökülüp
ve derin kollarına bir gonca
gül diye kapanıp ve tiftik,
safran ve kilim gibi onca
acılardan sonra, mağrur ve yitik
bir külliyeye benzer gurbetimizin
gide gide sonuna geldik

biz üç güzel kardeştikve ölüm,
en gencimizdi bizim

bize doğunun büyük şiiri kaldı

sonra derviş defterimiz kapandı
gün kara koyun, gece oğlaktı
ve göçebe bir çeşme olan ikizim
şiiri bir oba gibi kaldırıp
dağ taş demeden, dizlerimizin
bir bir büküldüğü baharat yollarından
korkunç bir ağıt diye geçirip
bizi düzlüğe çıkardı

bize doğunun büyük şiiri kaldı

10.07.2008

Şiir Defteri Şiir ve Hayat 2008


Haz.: Şeref Bilsel-Cenk Gündoğdu
İKAROS Yayınları-Mayıs 2008
Şiir Defteri, her yıl olduğu gibi bu yıl da edebiyatımızın değerli kalemlerinin katkılarıyla ortaya çıkan kolektif bir çalışma oldu. Dört farklı şiir anlayışına sahip şairden oluşan ‘seçici kurul’umuzun (Arif Damar, Eray Canberk, Tarık Günersel, Şükrü Erbaş) onayıyla bir araya getirilen şiirlerin ve bunlara ilişkin yapılan değerlendirmelerin yanı sıra Nuri Demirci, Veysel Çolak, Ahmet Güntan, Mustafa Köz, Ahmet Yıldız, Çiğdem Sezer, Emel İrtem, Metin Kaygalak, Hakan Arslanbenzer, Hayriye Ünal, Sinan Oruçoğlu, Nilay Özer ve Azad Ziya Eren’in ‘2007 yılı poetik ortamı için soruşturma’ya verdikleri cevaplar; Sezai Sarıoğlu’nun yıl içinde yayımlanan ‘ilk kitaplar’a dair değerlendirmesi; Cihan Oğuz’un poetik kitaplar üzerine incelemesi; Tozan Alkan’ın 2007’de çeviri edebiyatı ve bu bağlamda şiiri değerlendirmesi; Özcan Erdoğan’ın ‘elektronik ortam ve fanzinler’ üzerine incelemesi; Şeref Bilsel ve Cenk Gündoğdu’nun ‘2007 yılında şiir ve hayat’ ile ‘dergilere dair (s)özdüşümler’ başlığı altında kaleme aldıkları metinler, Şiir Defteri’nde yer aldı.

Şairin Günah Defteri


Haz.: Tozan Alkan-Şeref Bilsel
Sayfa Sayısı : 296 - Haziran 2008
İKAROS Yayınları


(…) Biz bu kitabı niye hazırladık? Yanıtı hemen verelim: şiirin ne olmadığını tanımlamak için. Olur da günün birinde “Şiir ne değildir?” sorusu kafanızı kurcalarsa, bu çalışmadan ne olmadığını öğrenebilirsiniz.

Şiirin ne olmadığını öğrenmek bir işe yarar mı, diye soracak olursanız eğer: bizce hayır! Bir şeyin ne olmadığı, ne’liğine dair kimi zaman ipuçları verir yalnızca. (…) Yani şiiri tanımak için şiir okumak dışında hiçbir seçeneğiniz yok.
Şiiri tanıdıktan sonra ise, bu sayfalar arasında, şiirin ne olmadığı üzerine bir tanım da sizi bekliyor olacak.
Tozan Alkan-Şeref Bilsel
Koşuyolu-Salacak Eylül 2006

"Cesaretlidir şair. Sağ elinin işaret parmağını kesebilecek kadar. Parmağından akan kanla yazar şiiri, belki de kanı azaldıkça şiiri yücelir, doğanın dengesidir bu.

Yani dengelidir şair, en azından bu konuda.

Ve her şair kan kaybından ölür sonunda."

Altay Öktem

"üşüyen bir merhabaya dönüşmüş zaman"
İ.Deniz Aslan

FORUMEDEBİYAT’IN 3. SAYISI ÇIKTI!

Üç aylık yayımlanan derginin Temmuz/Ağustos/Eylül 2008 sayısında neler var?
Belda Dülger’den bu sayıda iki röportaj:2008 Sait Faik Hikaye ödülünü ‘Gün ortasında arzu’ adlı eseriyle kazanan Behçet Çelik: “İnternette, basılı dergilerdekinden daha teklifsiz bir dille karşılaşıyoruz.” Ve İlyas Salman’ın sanatçı kızı Devrim Salman’la bir söyleşi… “2 Temmuz Sivas”ın yıldönümünde daha önce yayımlanmamış fotoğraflarla:Bir bulut kaynadı Sivas ilinde… / İlhan Cem ErsevenAteş düştüğü yeri yaktı... / Cevat ÜstünÇizgilerle Aziz Nesin… / Nuray ÇiftçiDua etmekle şiir yazmak aynı şey… / Cihan Tekin Yazılarıyla:CEZMİ ERSÖZ / Gözlerinin birinde kamera varmış…YÜCEL HAKKI / Ölüm bizi gözetliyor…YELDA KARATAŞ / Şiirin eksiği yoktur, eksik şiir hiç yoktur…CEMAL ŞENER / Koç katımı…ALİ ERDOĞAN / Bağlanmış basiretleri çözme servisi…ALİ VAHAP UZAL / Üretensek eğer, dayanışmalıyız…SEVDAKAR ÇELİK / Boşluğa takılan ses: Abbas Sayar…BELDA DÜLGER / Kronik nefretlerim…BÜLENT KARAKÖSE / Güldürmeye ve düşündürmeye adanmış bir yaşam…İBRAHİM ERSARAÇ / Hopastar alaturki pes!..DENİZ ÖZEN / Ayna…AZİZ YAVUZDOĞAN / Yazılmamış öykülerimden kısa alıntılar…NAYSİ-ESKİAY / Evlat-Üstat…YELDA KARATAŞ-UĞUR İNSAN / Hırvat şair: Janko Polic Kamov…
Öyküleriyle:MUSTAFA BİLGİN / Feribottaki kadınlar…AHMET TAŞÇIOĞLU / Çocuk sesi…SEDEF KANDEMİR / Güvercinler uçmalı…İRFAN MUTLUER / Seni seviyorum Tülsü…BELDA DÜLGER / Yol ayrımı…NİHAN ŞENTÜRK / Adamdan duvarlar…İNCİ FÜGEN YILMAZ / Dört erkek bir böcek…
Şiirleriyle:İHSAN TOPÇU / Ömrümün son demi: Gri karanlık…YELDA KARATAŞ / Kötü zamanlar suresi…K. İSKENDER / Temmuz külleri…GÜLAY GARİP / Kül acısı…CİHAN DEMİRCİ / 2 Temmuz 1993 ve Şiirzofren…DEVRİM SALMAN / Sayıklamalarımdan…ALİ VAHAP UZAL / Görmeyenin gördüğü rüya…TURGUT TOYGAR / Balkon…AYDIN TORAMAN / İki nilüfer aralığı bir tutam koku…NERMİN ÇAKIR / Geceleri yarim…GÜLGÜN CAKO / Yarım…ZEYNEP ÇİĞDEM SALTIK / İç bükey seromoni…VOLKAN HACIOĞLU / Sır…OSMAN YAVUZ İNAL / Boynu büküktür gelinciğin…HAKAN KARTAL / Ayyaş resital…GÖKAY BİRKAN SUCAKLI / Çığlık… Tanrı nerede?NECATİ EKER / SuVOLKAN İPEK / Kırmızı otlarda kahverengi küfürler…ÜMİT ERDİNLER / Ben kan…MEHMET SÜREYYA TİMUR / Sol elim…SERPİL TUNCER / Erik ağacı yalnız…ERTUĞRUL SAYIN / …SEVİL NİZAMOĞULLARI / Bulutların elleri kirlendi…AZİZ KEMAL HIZIROĞLU / Geçelim… Çizgileriyle:AZİZ YAVUZDOĞAN / Yaşama dair…ŞEVKET YALAZ / Kargasekmez…NURAY ÇİFTÇİ / Binbir yaşam masalları… ..
ve Vahit Akça, İbrahim Ersaraç, Mustafa Bilgin… Fotoğraflarıyla:AHMET ESMER / Esmer kareler… ..
ve Cezmi Ersöz, forumedebiyat’ın şairlerine ait şiirleri yorumlamayı bu sayıda da sürdürüyor…
“FORUMEDEBİYAT” edebiyat dünyamızın yeni oluşumu…

8.07.2008

Murathan Çarboğa ile Söyleşi

Onur Aslan
ÇEK BİR ŞİİR ŞAİR ABİ, SMS’LİK OLSUN
Unutuşun sloganlaştığı, tüketimin ve yozlaşmanın hüküm sürdüğü günümüzde ne durumdadır şairin ve şiirin konumu? Şairin yazgısı hangi mecrada akar? “Hayat Hiçbir Zaman Yetmeyecek Şiire” adlı dosyasıyla 2007 Ali Rıza Ertan Şiir Ödülü’nü kazanan genç şair Murathan Çarboğa’ya yönelttik kafamızı meşgul eden soruları.1974 Dörtyol doğumlu bir şair Murathan Çarboğa. Hayatını Hatay ve Adana arasında bölüştüren bir edebiyat öğretmeni. Antakya Fevzi Çakmak Lisesi’nde görev yapıyor. Birçok ulusal dergide ürünleri yayınlanmış, ulusal anlamda birçok ödüle değer bulunmuş şimdiye kadar. Varlık, Milliyet Sanat, Dünya Kitap, E, Patika, Kavram Karmaşa, Taflan, Yom Sanat, Şiir Ülkesi, Agora gibi ulusal dergilerde imzası görünmüş daha önce. Şiir, Mektup ve Deneme dallarında ödüllere değer bulunmuş. Bu ödüllerden birkaçını sıralarsak daha açıklayıcı olur sanırım: 2003 Uğur Mumcu Şiir Ödülü, 2003 Lions Şiir Ödülü, 2003 Öğretmen Mektupları Yarışması’nda ikincilik ödülü, Deneme dalında düzenlenen 2004 Behzat Ay Yazın Ödülü, 2005 Cemal Süreya Şiir Ödülü. 2003 yılında Lions Şiir Ödülü sonucunda yayınlanmış “Güne Dönen Rüya” adlı bir şiir kitabı var Murathan Çarboğa’nın. Bakalım ne haldedir edebiyatın ahvali, 2007’nin son demlerini yaşadığımız şu günlerde.
Sayın Murathan Çarboğa, nedir şairin ve şiirin konumu? Aziz Nesin üstadın daha önce öngördüğü üzre “her üç kişiden beşi şair” olan bir toplum, şiire hak ettiği ilgiyi gösteriyor mu?
Üstadın eleştirel yaklaşımı hâlâ geçerliliğini koruyor. Şiire sahiplenme anlamında herkesin söyleyeceği üç beş cümle var. Yediden yetmiş yediye herkes şiir teorisyeni kesilebiliyor bir anda. Garip bir durumdur, edebiyatın diğer dallarına daha mesafeli insanlar. Sanırım şiirin tarihimizdeki geniş yelpazesi ve kültürün içinde hala soluk alıp veren kökleri bu tavrı kışkırtıyor. Duygu sömürüsüne açık bir alan şiir, insan efkârlanıp alt alta sıralayıveriyor cümleleri ve şiir yazdığını sanıyor. Şiirin aşkla paralel giden bir ruhu var ayrıca. Çağımızda aşkın bile layıkıyla yaşandığı şüpheliyken, sevdalanan herkesin şiirden medet umması ve en korkuncu şair kesilmeye çalışması tam anlamıyla trajikomik bir manzara. Şiire sahiplenmek her şeyden önce iyi bir okuyucu olmaktan geçiyor. Şairler için de geçerli bir durum bu.
Şiiri kolaylıkla sahiplenen ve “her üç kişiden beşi” şair olan bir toplumun okuyucu potansiyeli ne durumdadır peki?
Korkunç. Yetmiş milyonluk bir ülkenin şiire ilgisi sıfır noktasında. Artık yayınevleri şiir kitabı yayınlamıyor. Yayınlananlar ise raflarda kalıyor yıllarca. Şiir birikim ister, her okuyanın zihninde yeniden yorumlanmak ister. Yani tüketimden ziyade üretimdir. Bu nedenle her toplumda azınlıktadır şiir okuyucusu, ama bu oranda değil. Ardımızda yüzlerce yıllık devasa bir şiir geleneği var ve tüm bu birikim silinmek üzere. Artık dosyalarımızı yayınlatamıyoruz. Olaya ticari zihniyetle bakan yayınevleri şiiri gözden çıkarmış durumda.
Peki nedir bu korkunç ilgisizliğin nedeni?
Geçerliliğini yitirmiş durumda tüm değerler. Unutuşu, hızı ve tüketimi kutsayan bir sisteme eklemlenmiş durumda insanlık. Medyanın tetiklediği “Gör ve unut!” sloganlı sığ bir felsefe, tüketim çılgınlığı, “Gemisini kurtaran kaptan” zihniyetiyle çırpınan, çıldıran, sürekli koşturup, bencil mutluluklar adına her şeyi mubah gören bir yaşam felsefesi… Artık bu hayatın içinde inceliklere ve üretime yer yok. Bilgisayarın ve internetin sanal dünyasına kapanan, yüz yüze ilişkilerin sıcaklığını unutan, içi boş, sanal bir dille iletişim kuran gençlere nasıl benimsetebilirsiniz şiiri? İçinde derin anlam katmanları bulunan ve büyük sözler yaratan bir oluşum şiir. Döviz bürolarının önünde rakamlara tapınan, borsa değerlerinin iniş çıkışıyla insanlığı anlam bulan bireye şiiri sevdirmek kolay mı? Maddi karşılığı olmayan hiçbir harcamanın değeri yok insanların gözünde. Neden para verip şiir kitabı alsın ki? Birey kendi gerçekleriyle yüzleşmek istemiyor artık. Şiir, çarpıklığı, yozlaşmayı ve haksızlığı vuruyor insanın yüzüne. Güzelliği, vicdanı ve inceliği hatırlatıyor insana. Günümüz bireyinin kaybettiği ve yüzleşmek istemediği değerler bunlar.
Karamsar bir manzara… Bu manzaranın içinde ne yapar şair? Ne gözle bakılır şair denen aykırı bireye?
Boş işlerle uğraşan, garip, dine imana döndürülmesi gereken bir birey konumundadır şair. Yakınınızdaki insanlara bile anlatamazsınız derdinizi. Zihniyet inceliği ve büyük idealleri anlayamaz çünkü. Maddi bir karşılığı yoktur bu işin, dolayısıyla ilgi yoktur. Hayatın ardında kalan bir işle uğraşmanızı anlayamaz insanlar ve unutulup gidersiniz. Anımsandığınız anlar da tam anlamıyla trajikomik durumlardır. Cep telefonu mesajları için birkaç süslü cümle isterler sizden. Şairsiniz ya, kamu hizmeti yapmanız gerekir. Konu komşu çocuklarının ödevi nedeniyle kompozisyon yazmanızı ister. Çalıştığınız kurumun büyük başları için konuşma metni yazmanızı talep ederler. Eczaneye gidersiniz, bakkala uğrarsınız, sevgililere verilmek üzere akrostiş isterler. “Güleriz ağlanacak halimize” mantığıyla bir meczup gibi dolaşırsınız ortalıkta. Eğer, “show” yönünüz yoksa, kendinizi şiir yeteneğinizden yola çıkarak başka alanlara pazarlayamıyorsanız silinip gidersiniz ortalıktan. Günümüz şairi, cep mesajları için birkaç süslü cümle istenen aykırı bir birey konumunda.
“Ne yapmalı?” diye sorası geliyor insanın. Şiirin bu kadar hayatın gerisine düşmemesi için ne yapmalı? Kimlere görev düşüyor bu noktada? Şaire mi, yayınevlerine mi, devlete mi, eğitime mi? Kimlere?
Bir şair, bir eğitimci olarak kendi yörüngemde sürdürüyorum mücadelemi. Gençlere şiiri sevdirmek adına didinip duruyorum, ama karşımızda çok güçlü bir rakip var. Görsel medyanın ve internetin büyülü dünyası siliveriyor tüm çabalarımızı. Popüler kültürün saltanatı o kadar güçlü ki, dört bir yandan saldırıyor bireye. Her şeyden önce, Kültür Bakanlığı’nın sahip çıkması lazım şaire. Kitap yayınlatma anlamında desteklemesi gerek. Öte yandan ülkedeki yayınevleri popüler kültürün tasmasıyla hareket eden ticari kurumlara dönüşmüş durumda. Her gün adını sanını bilmediğimiz insanların kitapları yayınlanıyor. İki cümleyi bir araya getiremeyen insanlar bunlar. Yayıncılığın da bir etiği olmalı diye düşünüyorum. Bilirsin, yalnızca şiirden ibaret değil benim edebi dünyam. Düzyazı çalışmalarım da bulunuyor, fakat popüler kültüre teslim olan anlayış anlamadığımız kriterler sunuyor dosyalarımızın önüne.
Peki nedir bu kriterler? Editörler yalnızca popüler kültürün sırça gözlüğüyle mi bakıyor edebi esere?
Piyasanın eğilimini göz önünde bulunduruyorlar sanırım. Hangi türde, hangi konuda kitap daha çoksatar, kim daha medyatik, kim daha popüler… Yayınevlerinin künyesinde yazan o editör özgeçmişleri beni ilgilendirmiyor. Şuradan mezun olmuş, şurada master yapmış, şunu çevirmiş falan… Yahu kardeşim, sen ne kadar anlıyorsun edebiyattan? Sen önüne gelen dosyaya ticari gözlükle mi bakıyorsun, yoksa edebi bakış açısıyla mı? Sen, kafasındaki yüz elli kelimeyle hayatını sürdüren bir mankenin ya da herhangi bir medya kuklasının peydahladığı dosyayı yayınlıyorsan eğer, tüccardan başka bir şey değilsin. Amerikan popüler kültürünün beşinci sınıf kitaplarını bir başyapıt gibi gösterip, kişisel gelişim kitapları denilen safsataları okurun önüne allayıp pullayarak sunuyorsan, edebiyatla bir alakan yok demektir. Okuyucunun eğilimleri de çok önemli. Kişisel gelişim serilerine çok ilgi gösteriyor okuyucu. Hani hayatın sırrını içinde barındırdıklarını sandığımız kitaplar. Başarıyı, mutluluğu, para kazanmanın yollarını, dini-imanı, bilgeliği fısıldayan(!?) metinler. Bu tür kitapları alan insanları anlayamam bir türlü. Böyle bir psikoloji, hep başkalarından mucize bekleme alışkanlığının bir uzantısı olsa gerek.
Çok doğru. Çoksatar listelerinde hep bu türden kitaplar var.
Belli bir satış rakamını garanti etsinler bu tür kitaplardan her iki ayda bir teslim edeyim isteyene. Saçmalamak güç bir iş olmasa gerek. Sırtımızda Tanpınar’ın, Oğuz Atay’ın, Yaşar Kemal’in ağırlığını duyumsayarak, Türk Edebiyatı’nın geleceği adına seviyeli ürünler ortaya koymak için uğraşıyoruz, fakat kimin umurunda. Uzakdoğu felsefelerinin içi boşalmış mantığından el almamız gerekiyormuş, bilemedik. Bir de kapağında “Aşk” sözcüğü geçen kitaplar kapışılıyor nedense. Tükenişin ve aşkı kaybetmenin günah çıkarma yollarından biri sanırım bu ilgi. Bu hassasiyeti, yeteneksiz, ama uyanık insanlar çok güzel bir şekilde kullanıyor. Sanırım az gelişmiş toplumların kaderi bu: Yeteneksizlerin saltanatı sürüyor her alanda. Sistem, nitelikli insanları hep geri plana itiyor.
Düzyazı bu durumdaysa eğer, yeniden “şiirin vay haline!” demek geliyor içimden. Bu umutsuz ve karamsar tabloya rağmen yine de mücadeleyi sürdürmek gerekiyor galiba.
Şiir bir yaşam felsefesinden başka bir şey değil. Hayatla uzlaşmak, varlığımı anlamlandırmak ve huzura kavuşmak adına yarattığım bir dil şiir. Bir amaç uğruna, belli bir karşılık bekleyerek şiir yazılmaz. Her şeye rağmen şiirle yaşamaya devam edeceğim yine ve çevremi bu yolda aydınlatmaya çalışacağım. Nihayetinde zaman ayıklayacak iyiyi ve kötüyü. Yeteneği, inancı ve şiir aşkını sonsuza kadar görmezden gelemezsiniz. Yeteneğim, özgeçmişim (bu yaşa kadar elde ettiğim başarılar takdirinize sunulur) ve şiirim, görmezden gelinemeyecek kadar iyi düzeyde çünkü.
Sevgili Murathan Çarboğa, umarım, yeniden şiirle buluşur kararan kalplerimiz ve şair, hak ettiği konuma kavuşur en kısa zamanda. Zaman ayırdığınız ve düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim.
İlginiz için ben teşekkür ederim.
Evrensel Gazetesi 29.11.2007

7.07.2008

Yazar Özcan Karabulut Antakya’lı Okurlarıyla Buluştu.

Türkiye’nin ünlü öykücü ve Roman yazarı Özcan Karabulut Antakya’daki okurlarıyla bir araya geldi. Odeon kafe’de katıldığı söyleşide, son çıkan “Amida, Eğer Sana Gelemezsem” adlı romanını anlatan karabulut, Türkiye’de iyi roman yazılmadığına dikkat çekti. Karabulut, “Romanın kahramanı Arat, çocuk işçilerle ilgili bir çalışma için Diyarbakır’a gider. Orada tanıştığı ve etkilendiği bir kadına bir zamanlar kente hükümdarlık etmiş Amida’nın adıyla seslenir. Yasak aşk, kimlik ve aidiyet sorunu, kent yaşamının gizemi, siyasal çatışmalar arasında Arat’ı zor günler beklemektedir. Böyle başlayan bir roman Amida” dedi. Karabulut, Ülkemizde öykünün 95 ile 2005 yılları arasında altın çağını yaşadığını ifade ederek; “maalesef böyle yüksek bir yerden inişe geçti, ama halen öykü adına güzel şeylerin olduğuna inanıyorum. Öykünün bu yükselişi bana göre Romanın şuan ki yükselişinin alt temelini oluşturdu. Öykü Günleri oldukça, Öykü dergileri ve iyi öyküler yazıldıkça öykü adına sevinmeliyiz” şeklinde konuştu. Romanda 78 kuşağından biri ile kapalı bir bayanın aşk öyküsünü, çocuk işliğini bir arada işlediğine dikkat çeken karabulut; “ Edebiyat biraz dert işidir. Edebiyat hayatın ve insanın stratejisini anlatır. Yalnızlık ve hüzün sadece insana mahsustur. Kitaplarımızda şiirlerimizde en az bir teması yalnızlıktır, kitabında da bu görülmektedir. Roman zordur, çünkü felsefeyi kıskandıracak kadar metafiziğe ihtiyaç duyar. Ben birkaç yılda roman yazılabileceğini artık düşünmüyorum. 6-7 ayda bir öykü yazan birisi olarak 6 yılda ancak bu romanı bitirdim” şeklinde konuştu.
“Amida, Eğer Sana Gelemezsem”
Roman, Can Yay. Mayıs 2008

KARŞIN DERGİSİ, Sayı:6

İÇİNDEKİLER
Arjin Bala / fabl / Leylek ile Güvercin Yusuf Ziya Ortaç / eleştiri / Suç ve Ceza Pir Sultan Abdal / taşlama / Ne Minnet Burhan Toprak / edebiyat-tarih / Yunus Emre Destanı Yunus Emre / şiir / Dolap Orhan Veli Kanık / hikâye / Denize Doğru Ayten Mutlu / şiir / Denize Doğru Yelda Karataş / söyleşi / Şiirin Eylem Adamı: KEMAL BURKAY Hasan Uysal / deneme / Ölüm Üzerine Bir Çalışma Zeynep Nuhoğlu / politik tarih / Petrol ve İktidar: MUHAMMED MUSADDIK Nevriye Başatlı / sanat / Mozart’ın Salieri’si Olmak Ahmet Uysal / şiir / “Gömün İsterseniz Beni Bir Rüzgar Gülüne” Dr. İlker Selman / çevrebilim / Kutuplarda Bahar Hüseyin Yurttaş / şiir / İstanbul Mavisi T. Ülkü Tekten / düşün / Tanrı Bir Çeşit Deliktir Kemal Gündüzalp / şiir / Bir Güz Masalı Doğan Turan / comSAHNE / Sit Com İlhan Kemal / şiir / Adsız Elif Şenel Münir / roman-sinema / Naif Romanların Feminist Yazarı: KERİME NADİR Ayten Çolakoğlu / şiir / Gülfam Uykular Barbaros Uzunöner / görüş / Oturaklı İnsan Bülent Güldal / şiir / Şarköy’de Yaz Akşamı Selvin Canbeyli Arıhan / tiyatro / “SAÇMA” Geliyor… Arzu K. Ayçiçeği / şiir / Gülbahar Nilgün Aras / düşün / Mezarı Gösteren Parmak Kanar A. Uğur Olgar / şiir / Söküm Ayten Suvak / izlenim / Şiirleri Üstüne Başına Benzeyen Şair: İLHAN BERK Ali Hikmet Eren / şiir / Huzurevi Hande Diplügüneş / söyleşi / “Şimdi Buradayım, Varım” Bakışlı Bir Ressam: SALİHA BOZKURT Mehmet Hameş / şiir / Firavun Fulya Bayraktar / öykü / Pes Tümay Çobanoğlu / şiir / Med Cezir M. Mahzun Doğan / şiir / Hayde Hayde Zühtü Kayalı / sinema / FAHRENHEIT 451 Mehmet Şükrü K. / şiir / Paltolu Ruh- V. Tablet Nevriye Başatlı / sanat / Yıldızları Armağan Eden Yaralı Serseri: VINCENT VAN GOGH Nice Damar / çev.şiir / Kelepuye-Siminol Şiirleri / Toprak – Göç Arzu Eşbah / şiir / Son Sehim Zeki Halûk / tanıtı / Martıların Kanatlarıyla Yazdığı Şiirler: Güneş Kapkaranlık Ahmet Gedik / şiir / Gelmeliyim Ali Öztürk / inceleme / Varolmanın Dayanılmaz Ağırlığı Yako Asdeso / şiir / Kayboluş Lu Yu / çev.şiir / Çev. Candan Selman / Yağmur Aydan Yalçın / şiir / Aşk’a Firari Candan Selman / öykü / Mektup Özkan Ataklı / şiir / Yar Çekimi Ahmet Arslan / eleştiri / Ayakları Havada Yürümek Şükran Aydın / habitat / Acıyı Çoğaltma Metin Kaya / şiir / Gözyaşı Bahçesi Tufan Erbarıştıran / söyleşi / Öykü Dünyamızda Bir Gezinti: VİCDAN EFE Vicdan Efe / Öykü / Keşfe Nine, Rıza Amca ve Babam Feride Özmat / saygıYORUM / Bir “Garip”ti Orhan Veli Akman Gedik / şiir / Islık Çalıyor Rüzgâr Nuri Sağaltıcı / dil / Prof. Dr. Zeynep Korkmaz’ın “Birleşik Fiil” Anlayışına Bakış Bilge Ay / şiir / Tüm Renkleriyle Bir Elma Hande Baba / öykü / Sönmeyen Ateş Elif Nuray / şiir / (S)in Ferhat Atik / analiz / Kafka’yı Anlamak Senem Zeynep Uysal / şiir / Yeniden Gamze Güller / öykü / Sıkı Pazarlık Aynur Dursun / şiir / Şiir Yüzü Zeki Karaarslan / öykü / Serenat Güzeli Hasan Çamlı / şiir / Deli Tanımlamaları Tansel Semir / düşün / Paylaşmanın Temel İlkeleri Evin Okçuoğlu / şiir / Aşkın Hesap Kesimi Aynur Uluç / sinema / Sıkıştırılmış Mevsimler Yaprak Ünvar / şiir / Çizelim Barış Kılınç / fotoğraf / Dorothea Lange’nin “Göçmen Anne”si Fatih Yavuz / şiir / Misafir Dilek Genç Dilsiz / tanıtı / Öykülerin Işığında Denemeler: Yalnız Sen Varsın Atalay Saraç / şiir / Islık Esengül Kutkan / öykü / Nü Aytekin Orhan / şiir / Düğüm Funda Bilgili / deneme / Kar Yağsa Bugün Tüm Aşklara Özgür Ozan / şiir / Kırık Toprak Müge Şenöz / şiirsel / Evet Keriman Altay / güncel / Rock’n Rast Tijen Tekinay / şiir / Dokunuşun Gücü Halûk Alp Çelik / çiziYORUM Nejdet Şeker / şiir / Düş’ler Adası Ertuğrul Kaya / şiir / Nilüfer Kıskançlığı Çınar Yayıncılık / duyuru / Rıfat Ilgaz Çocuk Edebiyatı “Öykü” Yarışması EKLER “HER ŞEYE KARŞIN MİZAH” Tarih: 16 Mart 1986 Yer: Cumhuriyet Kitap Kulübü Panel: Edebiyatımızda Mizah Yöneten: İlhan Selçuk Katılımcılar: Rıfat Ilgaz-Aziz Nesin Karşın, 6. sayısında 22 yıl önce gerçekleştirilen bu paneli kitaplaştırarak okurlarına sunuyor… “MARKO PAŞA” VE BİR GARİP KLASİK: “YAPRAK”

3.07.2008

HASAN İZZETTİN DİNAMO (1909 - 1989)

MEYDAN OKUMAK

Bizde neden ağlayan bir Fuzulî çıkmış
Şimdi anlıyorum bunu derinden.
Kaç Fuzulî, Fuzulî olmadan önce
Kahrolup gitmiştir üzüntülerinden.

Öyle çekmişim ki
Artık benden sonra
Birkaç satırımın yaşaması bile
bana vızgeliyor.
Artık bahçemdeki yemişlere
ne güleryüzlü bir dost
ne hırsız geliyor.

Demek, diyorum, bu duruma gelirmiş
budana budana bir şair.
Ölümsüzlüğe sırtını dönmüş şiir
Artık acıya meydan okuyabilir.

(1974)

1.07.2008

Patika dergisi, sayı:62

Kapak Resmi: NAZIM ÖZÜAYDIN. İnceleme-Araştırma: L. N. TOLSTOY’un, XXI. Yüzyılın Kültürel Dokusundan Yansıyan Görüntüsü BİRSEN KARACA, Yazar ve Yarattığı Roman Kahramanları Arasındaki Benzerlikler: DOSTOYEVSKİ “Budala” YAŞAR YILTAN. Araştırma-Derleme: “Her Güzel Konuşmada Bir Melodi Gizlidir” SERDAR ONGURLAR, LEYLA GENCER’in Ardından ÖNDER KÜTAHYALI. Söyleşi: HÜSEYİN MACAR’la Söyleşi NERMİN KÜÇÜKCEYLAN. Sinema: “Bereli Sinemacının” Yaşam Serüveni: INGMAR BERGMAN - SERHAN EVYAPAN, Anayurt Oteli MÜNEVVER OĞAN. Deneme: Türk Medyası Çocuğu Nasıl İmgeliyor? KEMAL İNAL, Neoliberalizmin Alameti Farikası ya da “Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz.” BARIŞ DEMİR, İki 17 Nisan ÜMİT SARIASLAN, JANE AUSTEN ve Anadilinde Yazmak HÜSEYİN İÇEN, Bir Mavi Adam: NACİ GİRGİNSOY - İLKAY NOYLAN. Çeviri Şiir: Bagaj SAMUEL YAKOVLEVİÇ MARŞAK - BİRSEN KARACA. Öykü: Gıcırtı FULYA BAYRAKTAR. Çeviri Öykü: Kent Otobüsünde Bir Düet DOULAS MOORE - NAZIM ÖZÜAYDIN, PLATON’un Düşü VOLTAIRE - DOĞANAY ERYILMAZ. Şiir: Gençlik Parkı HÜSEYİN ATABAŞ, Kalino AHMET UYSAL, Küçük Otların Sesi AYDIN ŞİMŞEK, Dying İn The Sun ÖZLEM SEZER, Şaraph’el BETÜL YAZICI, Çin Denizindeki Batık RAMAZAN GÜNGÖR, Megalomani İLHAN KEMAL, Dolanan Yollar İçin Gazel VOLKAN ODABAŞ, Arkamızdan Konuşur ERSAN ERÇELİK, Şiir Annesi İLKER İŞGÖREN, Bıraktığın Yerden Bakıyorum ERTUĞRUL ÖZÜAYDIN, Yedi Gün Tekrarı Hayat MUSTAFA ERGİN KILIÇ, Akıyor Kan ZEKİ YARAMAZ. Kitap Tanıtımı: Yaşınız Elvermese de Bu Kitabı Okuyun! TUNÇ TİMUROĞLU. Derleme: Düşünenler Ne Düşünüyor? HÜSEYİN İÇEN. Günce: Bahar Günlüğü ERTUĞRUL ÖZÜAYDIN. DOSYA: ŞİİR ADLARI Şiir Adı Deyip Geçemeyiz, İnsanın Ötesine Varır Şiir! MUSTAFA ERGİN KILIÇ, Şiir Başlıklarının Doğası AHMET ADA, Şiirin Başlığı / Kitabının Adı: Şiirin Ruhu BÂKİ AYHAN T, Bir Şiirin İsmi Çok Şeydir ama ‘Her Şeyidir’ Diyemiyorum BÜLENT GÜLDAL, Yaşamış Şiir Kendine İsim Bulmaya Çalışmaz S. AYLİN ANTMEN, Adı Olan Şiir SONER DEMİRBAŞ, Şiirin İsmi Her Şey Değil Tabii DERYA ÖNDER, Metnin Adını Çağırmasını Beklerim Ben ASUMAN SUSAM, Bir Tamamlamadan Oluşuyor Ad HÜSEYİN PEKER, Şiir Seçsin Kendi İsmini EDA KESKİN, Şiirlerimin İsim Babası Öteki Ben ÖZCAN ÖZTÜRK, Bir Şiirin İsmi O Şiirin Kapısıdır EROL ÖZYİĞİT, İçsel Acıları Dindirme Şekli, Detaylarda Saklıdır BERNA OLGAÇ, Ad Bir Simgedir KEMAL GÜNDÜZALP, Şiirin Adı Var! ALTAY ÖMER ERDOĞAN. Karikatür: NEZİH DANYAL. Fotoğraf: SALİH GÜLER. Çizim: ERDAĞ AKSEL. Tasarım: ARE.

maviADA SANAT EDEBİYAT Dergisi-Yaz Sayısı 2008

DOSYA:
mavi ADA yaz 2008 sayısında yazarın, kitabın, yayınevinin içinde bulunduğu zorlukları ele alan “Yazma sıkıntısı” dosyasının yanı sıra aşağıdaki yazarların farklı çalışmalarına da yer veriyor.

İçindekiler:
3 can dündar / 4 şenol yazıcı / 5 gülgün çako / 6 zülfü livaneli /7 hüseyin yılmaz / 8 öner yağcı / 9 mehmet kuru/ 10 ömer turan / 11 mustafa kaya /12 niyazi uyar /
13 kemal gündüzalp / 14 abdullah şanal / 16 tiber gürsoy / 16 nas su uçak17 İhsan topçu / 17 asım öztürk / 18 turgut erbek /19 zafer eker / 18 ayşegül arat /
20 ahmet yılmaz tuncer /21 fatih y. çiçek /
22 fehiman yazıcı/22 meryem fehime oruç/
23 emre tehmen/ 24 betül terkan /24 zeynep güngör /
25 atilla yaşrin /26 hüsam kurt / 28 zafer köse /
29 özgün ergin / 30 fadime y.karoğlu / 31 yasemin kemaloğlu / 32 zübeyde seven turan / 32 hüseyin üçer /
33 fırat yurtseven / 33 şukran aydın / 34 bir etkinliğin anatomisi/35 Duyurular /Haberler36 Bize gelenler