25.12.2009

Sivri Dilli Rüzgar - Şinasi Tepe

Şinasi Tepe'nin son şiir kitabı "Sivri Dilli Rüzgar"
Edebiyat ve Eleştiri Kitaplığı'ndan çıktı...
Ankara, 2009

10.12.2009

DUYURU

TAFLAN VE DAR SOKAK’TAN
Antakya’da çıkan “Taflan Edebiyat Dergisi” ile “Dar Sokak Dergisi”
“Amanos Yazıları” Kültür Sanat Edebiyat Dergisi adı altında birleşip edebiyatımıza ses verecekler. 2010 yılının Ocak ayında ilk sayısı çıkacak olan Amanos Yazıları Dergisi’ne ürünleriyle katkı sunmak isteyenler amanosyazilari@gmail.com adresine ürünlerini ve kısa özgeçmişlerini mail olarak gönderebilirler.
Katkıda bulunan okur ve yazarlarımıza teşekkür eder, katkılarının devamını yeni dergimizde de bekleriz.

Not: Taflan ve Dar Sokak dergilerinde abonelikleri süren okurlarımızın, kalan sayıdan itibaren abonelikleri yeni dergimizde sürecektir.

“Amanos Yazıları” Kültür Sanat Edebiyat Dergisiamanosyazilari@gmail.com

8.12.2009

Demet Duyuler Doğan - İçimdeki Çığlık Dışımdaki Sessizlik

1966 Kozan/Adana doğumlu. Adana Cengiz Topel İlkokulu, Adana Kız Lisesi ve Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü Alman Dili Eğitimi Anabilim Dalında öğrenim gördü. Sınıf Öğretmenliği formasyon programını ve yan alan Halk Bilim programını tamamladı.
1987 yılında Çukurova Üniversitesinde devlet memuru olarak göreve başladı ve halen öğrenim gördüğü Ç.Ü.Eğitim Fakültesi’nde İlköğretim Bölüm Şefi ve İdare Amiri olarak görevine devam etmektedir. Evli ve iki kız çocuğu annesidir.
Şiirlerini 2006 yılında internette yer alan edebiyat sitelerinde yayınlamaya başlamış, üye olduğu gruplarda şiir değerlendirme projelerinde jüri üyeliği yapmış, antoloji.com da yer alan Mavigül grubunun Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı adına çıkarmış olduğu “Mavigül” isimli kitaba iki şiiriyle katkıda bulunmuştur. Ayrıca, “ Söylem Aylık Kültür ve Sanat Dergisi”nde şiirleri yayınlanmaktadır.

7.12.2009

Recai Şeyhoğlu - Köylerde Rönesans

Recai Şeyhoğlu, 30 Nisan 1954'te eski Borlu'da (Manisa) doğdu. 5 Eylül İlkokulu, Salihli Ortaokulu, İzmir Özel Türkay Koleji'ni bitirdi. 18 Ağustos 1978'de Muğla Eğitim Enstitüsü'nden mezun oldu. 2 yıl Urfa, 6 yıl Bergama ve 17 yıl da İzmir'de öğretmenlik yaptıktan sonra 15 Haziran 2004'te Konak İş Eğitim Merkezi'nden (Zihinsel Engelliler Okulu) emekli oldu. 1995'te ilk öykü kitabı (Borlu Derebeyinin Ölümü) yayınlandı. Öykü, söyleşi, araştırma, gezi notları ve deneme dalında 10 kitabı çıktı. 2006'nın Mart'ında öğretmen, anne, baba ve öğrencilere seslendiği 8 öyküden oluşan BABİŞKOM'u yayımlandı. Türkiye Yazarlar Sendikası İzmir Temsilciliği yöneticiliği yaptı. İzmir Cumok Yürütme Kurulu Başkanlığı, Damar ve Öğretmen Dünyası Dergisi temsilciliklerinde bulundu. Çok sayıda dergi ve gazetede yazı ve röportajları yayımlandı. Kuzey Ege Gazetesi köşe yazarlığı yaptı. (Bergama) Yazdığı iki yazı nedeniyle 312/2'den Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandı. (İl Milli Eğitim Müdürü'ne basın yoluyla hakaret ettiği iddiasıyla) beraat etti. İzmir'i Sevenler Platformu, Eğitim-Sen, Türk Kütüphaneciler Derneği ve Kültür Bakanlığı tarafından yaptığı çalışmalar nedeniyle ödüllendirildi. Çok sayıda kültür, sanat organizasyon düzenledi. Rasime-Recai Şeyhoğlu Kütüphanelere Zinciri'nin kurucusu. Rasime-Der Yönetim Kurulu Başkanı. Egeli Haber Gazetesi Genel Koordinatörü ve köşe yazarı. Aydınlanma Yolunda İMECE Gazetesi'nin imtiyaz sahibi ve sorumlu yazı işleri müdürü. Edebiyatçılar Derneği ve Besam üyesi. Evli, eşi hemşire ve kızı İletişim Fakültesi'nde okuyor.

Köylerde Rönesans/ Recai Şeyhoğlu/ YAY-PA/ 270 s.
2009

Salih Aydemir - Dilbendi - Şiir



büyümek için

önce güney
sonra kuzey
doğuya ve sonra batıya
sesin oluruna bırakılır susmalar

Salih Aydemir'in son şiir kitabı "Dilbendi" Şiirden yayınlarından çıktı. 2009
Salih Aydemir, çağdaş şiirimizin genç, gür ve duru seslerindendir. Dünyayla sorunlu bir şiiri var. Farkındalığın sıkıntısını dile sığdırmaya gönül indirmeden kendi diline doğru sürüklenmekte, oradan bir karşı-dil kurmaktadır. Bir estetik deneyimin nasıl uçlara vardığını ise bu şiirlerle izlemek gerekiyor. Okur; berrak, duru, yalın bir söyleyiş içinden meselesi olan bir şiire nasıl varıldığına tanıklık edecektir. Şiirsel dilin örgütlenmesi ve şiirsel anlam açısından da örnek sağlamlıkta bir toplam sunuyor Salih Aydemir.

Kemal Gündüzalp - Saklı Sandık- Şiir

Şair Kemal Gündüzalp'ın yeni şiir kitabı "Saklı Sandık"
Şiirden Yayınları'ndan çıktı. Ekim 2009
Kemal Gündüzalp, kendi hayatından, öz yaşam hikâyesinden yola çıkarak yazan, kozasını böylece örmeye çalışan günümüz şairlerinden. Bu tutum elbette özgün bir şiir yazmanın en doğru yolu. Ve imge avcılığının, sözde derinlik arayışlarının geneli sardığı, hiçbir şey anlatmamanın doruğa çıktığı, dergilerde belirleyici olduğu bir dönemde, niteliklerini yukarıda söylediğimiz içten bir şiiri sunuyoruz okuyucuya. Gerisi yazdıklarını genelin kabul etmesi ile ilgili.

Kemal Gündüzalp - Birebir Şiir - Eleştiri

Şiirden Yayınları , Ekim 2009
Kemal Gündüzalp, şiir üzerine düşünen, sevdiği, şiir dünyamızda önemli gördüğü şairler üzerine de düşünce üretme çabasında olan biri. Durduğu yerden bu şairleri tartışıyor, şiir üzerine bazı konulara açıklık getirmeye çalışıyor. Nâzım Hikmet, Cemal Süreya, Ahmet Erhan, Metin Altıok, Hilmi Yavuz… onun sevdiği şairlerden. Günümüzde, Gündüzalp’in şiir ve sorunları üzerine yazılarının dolaşıma girmesi, olumlu, olumsuz, yaşadığımız, şiirle ilgili sorunların daha iyi kavranılmasına yol açacaktır düşüncesindeyiz.

27.11.2009

2010 YILI AYFER ÖNEYSAN ÇOCUK YAZINI ÖDÜLÜ ŞARTNAMESİ

KANGURU Yayınları, çocuk yazınına ve çocuk tiyatrosuna uzun yıllar emek vermiş olan Ayfer ÖNEYSAN adına, her yıl çocuk yazınının değişik dallarında verilmek üzere AYFER ÖNEYSAN ÇOCUK YAZINI ÖDÜLÜ düzenleme kararı almıştır.
AMAÇLAR: 1. Çocuk yazınımıza nitelikli ve estetik düzeyi yüksek yeni yapıtlar kazandırmak. 2. Bu yapıtlar yoluyla dil ve edebiyatın güzelliklerini çocuk okurlara sezdirerek, onların sanatsal ve yazınsal beğenilerini geliştirmek; yaratıcılıklarını ve düşsel ufuklarını genişletmek. 3. Dile gösterilecek özen aracılığıyla çocukların dil gelişimlerine katkıda bulunmak. 4. Çocuk yazınımıza yeni yazarlar kazandırmak.
KATILIM KOŞULLARI:
1. AYFER ÖNEYSAN ÇOCUK YAZINI ÖDÜLÜ bu yıl Çocuk Öyküsü dalında verilecektir. Yapıtlar 8-12 yaş grubuna yönelik olacaktır. 2. Ödüllere, amatör ve profesyonel bütün yazarlar ve konuya ilgi duyan 18 yaş üstü herkes katılabilir. 3. Daha önce herhangi bir ödül almış ya da herhangi bir biçimde yayımlanmış yapıtlar ödüllere katılamazlar. 4- Ödüle en az 30, en çok 50 (A4) sayfasından oluşan ve Times New Roman 12 yazı stili ve boyutuyla, çift aralıklı olarak bilgisayarda yazılmış bir Öykü Dosyası ile katılmak şarttır. Dosyada birden çok öykü yer almalıdır. 5. Ödüle katılmak için, ödüle katılanın adı soyadı, telefonları, adresi, özgeçmiş bilgileri, bir adet fotoğrafı, yapıtın bir adet CD ve metnin ciltlenmiş dosya şeklinde 5 adet kopyası da gereklidir. 6. Yapıtların özgün olması şarttır. Herhangi bir biçimde alıntı ya da benzerlikler taşımamalıdır. YAPITLARIN TESLİMİ: 1. Son katılım tarihi 28.02.2010'dur. Bu tarihten sonra gelecek yapıtlar değerlendirmeye alınmayacaktır. Kargo ve postadaki gecikmeler dikkate alınmayacaktır.
2. Dosyaların yollanacağı adres: KANGURU Yayınları Konur Sokak 8/8 Kızılay-ANKARA 3. Dosyalar elden teslim edilebilir, kargo ya da iadeli taahhütlü posta ile ulaştırılabilir.
ÖDÜL SONUÇLARI ve ÖDÜLLER: Ödül sonuçları 17-25 Nisan 2010 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan TÜYAP İzmir Kitap Fuarı'nda, bir törenle açıklanacaktır. Ödüle katılan yapıtlar arasından sadece bir dosyaya 1. Ödülü verilecektir. Seçici kurul gerekli görürse ayrıca özendirme ödülü de verilecektir. Dereceye giren yapıtlar Kanguru Yayınları tarafından birer kitap halinde yayımlanacaktır. Ödül alan kitaplar en geç 15.09. 2010 tarihinde yayımlanacaktır. Yapıtlar 1000 (Bin) adet basılacak ve yazarlarına %15 telif üzerinden 150 (Yüz elli) kitap verilecektir.
ÖDÜL JÜRİSİ: Doç Dr. Medine SİVRİ Aydın ŞİMŞEK Özlem SEZER Asuman PORTAKAL Emel KÜÇÜK Buğra BALKAN (İlköğretim Okulu Öğrencisi, 12 Yaş)

Ender Koçak / giz-düşüm senfonisi

I.
Gün-batımı. Gökyüzü kızıl
Bakışlarının iz-düşümünde
Gördüm seni
Bilinmeze doğru kaçıyordun
Dilinde veda türküleri yoktu
Gidiyordun ardına bakmadan
Bir tren garında aşka rastlarsan
tanıyabilir misin onu?
Yada aşkı ölümle
Tanımlayabilir misin?
Evet, ölüm dedim
Çünkü sözcükler yetmez
Aşkı tanımlamaya.
Gün-batımı. Gökyüzü yitik
Düşlerim bozguna uğradı
Yüreğimin sahilinde
Yaşamın biz-düşümünde
Ayrılık vardı

II.
Gün-doğumu. Gökyüzü yalnızlık
yaşanmamışlık vardı evde
Aşkın miladından bu yana
Anılar göç katarı gibi
Süzüldü patikalarda
Yalnızlık kaldı odamda
Konuşmuyordu
Sevmiyordu ve düşünmüyordu
Oturup birbirimize baktık
Ama anlayamadık birbirimizi
Yine de yalnızlığımı
Yalnızlıkla paylaştım

III.
Yüzyıllar oldu sen gideli
Oysa onların dünyasında
Bir gece oldu
Sonu gelmez yolculuğa çıktım
Yaşamla ölüm arasında
Yol alıyorum şimdiki zamana
Ayrılık yüklü vagonlar geçiyor
Kara sevdalı raylardan

IV.
Gün-ötesi. Gökyüzü şiir
Seni düşünürken
Düşle gerçeğin kesiştiği yerde
Deviniyordu şair kendi içinde
Yüreğine ulaşmak için
Şaire sordum seni
Şiir-zamanı ikindisinde
Bilge bir tavırla gösterdi gökkuşağını
Dilinden dökülen sözcüklerle
Şairin söz-düşümünde
Buldum seni
Bir daha yitirmemek üzere.

İnisiyatif Sanat Dergisi, Sayı:3
Nisan-Haziran 2009

Eliz Edebiyat Dergisi'nin Aralık sayısı çıktı... 2009




sevgili dostlar,
eliz edebiyat dergisi 12. sayısını da ilginize sunmuştur.
ilk cilt tamam; ikinci cilde giderken umudu ve sevgiyi sözcüklerimizden eksik etmeyelim diyoruz...sağlık ve esenlik dolu günlerde iyi okumalar dileğyle...
not:12.sayının içeriği aşağıdaki değerli şair ve yazarların,
(alfabetik soyad sırasına göre)imzalarından oluşmuştur.
M. Mazhar Alphan
Onur Aslan
Serap Aslı Araklı
Sara Teasdale / Burcu Aşçı
Ali Süleyman Aytaç
Şeref Bilsel
Hakan Cem
Samim Sadık / Halûk Cengiz
Nuri Demirci
Bünyamin Durali
Aysel Ekiz
Melih Elhan
Ersan Erçelik
Bülent Güldal
Volkan Hacıoğlu
Hilmi Haşal
Deniz İlgin
Nesrin G. İnankul
Zeki Karaaslan
Ömer Kemiksiz
Osman Namdar
Volkan Odabaş
Ahmet Özbek
Seçil Özcan Celal Soycan
Muharrem Sönmez
Abdullah Şevki
Betül Yazıcı
Hilmi Haşal - Nuri Demirci

20.11.2009

ONALTIKIRKBEŞ’İN SON SAYISI ÇIKTI.

Metin Güven: Şair Hasta mıdır?,
Niyazi Özsan: Kuş Kafesinde Yazılan Günlükler,
Emel İrtem: Bir Uçurum Yolculuğu,
Nevzat Çalıkuşu: Bahri Çokkardeş’i Uğurlarken,
Yelda Karataş: Şairler Şiirle Kafayı Bozanlardır…
Rahmi Emeç: Şair ‘Başkası’ olabilendir,
Mehmet Akif Ertaş: Elizabeth Bishop,
Betül Yazıcı: Bahri İçin Requiem,
Betül Yazıcı: Bir hastalık olarak Metafor,
Kerim Evren: Bilim Kesin midir?,
Turan Akyazı: Son Direnç,
Sibel Cevahir: Yine Ece Ayhan,
Önder Adalı: Gerçeğe Mahkumuz.
Ve Şiirleriyle:
Perihan Baykal: Som Arzum,
Elif Nuray: sükun et,
Kubilay Bürgan: yaşlı bilge,
Rahmi Emeç: Kırık Zihinler Sahafı,
Fatih Yavuz Çiçek: Küs Kedisi,
Turgut Tan:Bahçe,
Yaprak Ünvar: Nemesis 1 ve 2
Burcu Yalkın: Fısıltı Kuşu,
Eda Keskin: Seni Tanıyorum,
Öktem Tepe: Zinhar Amen!,
Ahmet Özer: Nazım,
Ozan Çılgın: Huy Hutbesi
AYLIK EDEBIYAT DERGISI
BERFIN BAHAR IN SON SAYISI CIKTI..
KASIM 2009. SAYI. 141

13.11.2009

Ayak İzlerimi Kokladı

Kar Soludu Acıkınca Köpekler

oturdum sofraya; yokluğunda ekmeksiz
tabakların gölgesini oydu kaşıklar

pencereyi açtım yağmur
sesine tutuldu
masamın çiçekleri

ısırgan mevsimlerin uçsuz
ve huysuz kuşlarını kovan
alnını eştim rüzgarın

borcu yok ki tanrının
kimsenin hayatını bağışlamaya

sesi suyun uçurumunda
her aşkın adresi bir kez değişir
her mum
dumanıyla boğabilir yalnızca kendini

taşın rengi kör yüzüme anne
düştü bulutlar
düştü dağ gölgemin üstüne

evin içi eskidi

ayak izlerimi kokladı
kar soludu acıkınca köpekler...

İ.Deniz Aslan

ŞEHİR’İN 50. SAYISI ÇIKTI...



Zonguldak’ın tek Kültür ve Edebiyat Dergisi olan Şehir 50. sayısına ulaştı.
Günlük Bölge Haber Gazetesi’nin paralı kültür sanat eki olarak yayınlanan “Kültür ve Edebiyat Dergisi Şehir” Kasım 2009 tarihli baskısıyla 50. sayısına ulaştı.
28 sayfalık dergide; Mehmet Sadık Kırımlı “Edebiyatımızda Aşık Geleneği ve Şeyh Bedrettin Olayı” başlıklı yazısıyla, Türk Halk Edebiyatında Aşık Geleneği denince, Türk Kültür varlığının önemli bir bölümünün akla geldiğini ileri sürüyor., Ahmet Uysal “Bu Kitap Onların Olsun”” başlıklı yazısıyla kültür ve sanat etkinlikleri, dergiler ve Perihan Baykal’ın şiirine değiniyor., Müslim Çelik ise “Gülibrişim Ağacının Çiçeği” başlıklı yazısında, Egemen Berköz’ün şiirini konu edinirken, Oğuz Tümbaş da yıllar öncesinin önemli bir sanat olayı olan “Oluşum Dergisi”nin kurucusu Fahrünnisa Kadıbeşegil’in aramızdan ayrılışını anlatarak, 128 sayılık Oluşum’larıyla sevilesi, anılası bir yaşam bıraktığına değiniyor.
Dergide, Fahrettin Koyuncu “Zamanın Eleğinden Günlükler”i, Bülent Güldal “Şiirler, Şairler, Kitaplar-15”, Savaş Ünlü de “Mevlüt Kaplan Ödülleri”ne, Abdülkadir Güler’in “Mehmet Aydın’la Riga’da Bir Yolculuk”, Erhan Tığlı’nın “Aşkım” başlıklı yazılarına yer veriliyor.
Dergide ayrıca, Onur Aslan’ın Ruşen Ergün’le yaptığı söyleşi, Hasan Akarsu “Mehmet Gözen’in Şiirleri: ‘Sen’” ve Müslüm Danaoğlu’nun “Yapayalnız Bir Şair:M. Mahzun Doğan” başlıklı yazılarıyla bunların kitaplarını tanıtıyorlar.
Dergiye Baki Yiğit, Ahmet Ada ile Abdülkadir Bulut’un İngilizce’ye çevirdiği şiirleriyle katkı koyuyor.
Derginin şairleri; İhsan Topçu “Ah Benim O Eski Yüzüm”, Perihan Baykal “Kıtlama”, A.Yılmaz Tuncer “Denizin”, Mithat Yaban “Işık Taşıdım”, Tahsin Şentürk “Umut”, A. Zeki Muslu “Bozkır Baharı”, Mehmet Rayman “Kederim”, F.Türk Kuşkaya “Bahar Güzü Yaşıyor”, Uygur Orhan “Üç Boyutlu Kalemler”, Abdullah Şanal “Milenyum Şarkıları”, Azeri Şair Celil Cavanşir Yurdseven “İsrail Esgerlerine/Canım Anneme/Gül” ,Süheyla Taşçıer “Yangın”, Fatma Aras “Kendinden Kopuş”, Gürkal Gençay “Gitmeden Önce: Elveda”, İbrahim tığ “Yıkımlar” ve Ercan Babür “Kor Uyağı” isimli şiirleriyle, şiir tadında bir yolculuğa çıkarıyor okurlarını.
Derginin Sahipliğini Naci Tığ, Genel Yayın Yönetmenliğini İbrahim Tığ yapıyor.
Şehir’in iletişim adresi:ibrahimtig@gmail.com

Hayat Bana Yüreğini Açıyor

ISBN: 978-605-111-351-7
Sayfa sayısı: 228
Ebat: 13,5x19,5 cm
Yayın tarihi: Kasım 2009
Doğan Kitap


Onur Angün
Yümehan Celiloğlu
Hüseyin Avni Cinozoğlu
Nejat Gürlük
Sevim Öktener
Mehmet Görkem Özköse
Muhammed Hanefi Taşkın
Okay Uludokumacı
“İşte kopuş, diyor bana bedenim. Sen koptun diyor, ip koptu ve sen yere düştün. Artık oynayamazsın bu oyunu.”Şizofreninin kimi zaman bir uçurum kıyısına dönüşen sınırında hayatta kalma savaşı veren dokuz şizofreni hastası… Ve bu varolma savaşına dair edebiyatta yeni bir kapı aralayan on dört öykü... Hayat Bana Yüreğini Açıyor, Türkiye Şizofreni Dernekleri Federasyonu’nun Bilim İlaç’ın katkılarıyla düzenlediği “Gerçekler Maskelenmesin” öykü yarışmasında dereceye giren öyküleri bir araya getiriyor.
"Bu kitapta yer alan hikâyeler bize bambaşka, belki de enikonu kayıtsız kaldığımız, pek de iyi bilmediğimiz bir dünyadan sesler getiriyor...İsteyen, bu ilk elden bilgilerin metne nasıl yansıdığını görmek için bu hikâyelerin dünyasına girmeyi deneyebilir; isteyen, hayata daha çok bağlanmak umuduyla... Sonuç edebiyattan yana olacaktır. Üstelik bu kitabın benzer acılardan geçmişlere bir umut ışığı taşıması, bu ışığın başka hikâyelerin yazılmasını sağlaması da olası... Daha ne olsun..."
Mario Levi

11.11.2009

RESİM SERGİSİ

14 - 29 KASIM 2009
ZET SANAT ATÖLYESİ

AYNUR PEHLİVANLI
ZAHİDE YÜKSELER

KOKTEYL: 14 KASIM 2009, SAAT: 16:00- 18:00
ADRES: KIŞLASARAY MAH. KURTULUŞ CAD. KURTULUŞ ECZ. İZMİR APT. ZEMİN KAT-ANTAKYA

5.11.2009

TAFLAN EDEBİYAT DERGİSİ

Temmuz-Aralık 2009, Sayı: 11-12, Yıl: 3

İçindekiler:

SABAHATTİN YALKIN / SUYUN ASUMAN GİZLERİ (ŞİİR)
ONUR CAYMAZ İLE “YAZ TARİFESİ” ÜZERİNE SÖYLEŞİ / A.BARIŞ AĞIR
NEVRUZ UĞUR / VAR (ŞİİR)
FARUK BAL / ÜCRA (ŞİİR)
LEVENT ÖZBEK / KENDİNDEN HABERSİZ GEÇEN GÜNLER (ŞİİR)
MURATHAN ÇARBOĞA / DESPARECİDOS (ŞİİR)
CANER OCAK / ŞARABIN YAĞMURLU GÜNLERİ (ŞİİR)
ALİ AYDEMİR / ADAKLI GECE (ŞİİR)
OVIDIUS(DÖNÜŞÜMLER VI.317-381)/Latinceden Çev: ASUMAN COŞKUN ABUAGLA
AHMET GÜNBAŞ / ŞİİRDEN ŞİİRE XIII
İHSAN TOPÇU / ANIMSAMALAR KİTABI (III) /(ŞİİR)
YAĞMUR YILMAZ / … (ŞİİR)
RIDVAN TEMİZER İLE SÖYLEŞİ
RIDVAN TEMİZER /İÇİNDE GÖÇÜK VAR/ PERİLER VE UNUTULUŞLAR(ŞİİR)
ONUR ASLAN / DEĞİLMİŞ (ŞİİR)
A.BARIŞ AĞIR / O KÖY YİNE KENDİ RÜYASINDADIR(ŞİİR)
ONUR AKYIL / ALBATROS BİRAHANESİ (ŞİİR)
SUNA GÜLER / ÖLÜMÜNÜN 10. YILINDA CAN YÜCEL
MUHSİN BOZ / AŞK OLSUN ÇOCUKLAR (ÖYKÜ)
PİA TAFDRUP / DÜNYANIN İÇİNE / ÇEVİRİ: SEDEF ÜNAL
HAYRETTİN GEÇKİN / HİKAYE (ŞİİR)
ALİ ÖMER AKBULUT / YALIN HALDE BİR İNSANLIK ÖYKÜSÜ
AZİZ KEMAL HIZIROĞLU / HÜZZAM ODA (ŞİİR)
NESLİHAN SU / BİHRUZ BEY (ŞİİR)
A. GALİP / DUY (ŞİİR)
İ. DENİZ ASLAN / AYAK İZLERİMİ KOKLADI…(ŞİİR)

***
TAFLAN EDEBİYAT DERGİSİ
ISSN: 1307-4539
YAYIN TÜRÜ: YEREL SÜRELİ YAYIN
SAHİBİ: ONUR ASLAN
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜD.: FARUK BAL
YAYIN KURULU: FARUK BAL, İ. DENİZ ASLAN, ONUR ASLAN
YAZIŞMA ADRESİ: P. K 125 ANTAKYA-HATAY
E-POSTA: taflandergi@gmail.com
WEB: www.taflandergisi.blogspot.com

28.10.2009

Sincan istasyonu

AYLIK EDEBİYAT DERGİSİ'nin
Kasım 2009 tarihli, 27. Sayısı çıktı..

sincanistasyonu@mynet. com
http://www.sincanistasyonu.com/

Berfin Bahar Ekim 2009

Berfin Bahar Aylık Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi Ekim 2009 – 140. Sayı, 6 YTL ISSN 977-1300-53-9BARKOD NO: 9771300539-140 TÜRK DE KÜRT DE BİZİZ! Kurtuluş Savaşı ve Kürtler Bu Sayıda: Sunu / 4 Mehmet Bedri Gültekin / Kurtuluş Savaş ve Kürtler / 5 Ali Rıza Özkan / Bölücülük ve Şovenizm / 7 Abdullah Gürgün / Önce İnsan Olmak / 13 M. Erman Aslanoğlu / Millî Mücadele’de Kürt Aşiretlerinden Mustafa Kemal Paşa’ya ve Sadârete Çekilen Telgraflar / 17 Ali Narçın / Kürt Dili, Dini ve Mezopotamya / 25 Dinçer Kaya / Fazıl Hüsnü Dağlarca, İnsan ve Şiir / 41 Veysel Boğatepe / Nihat Nikerel’in Ardından...Hoş Geldiniz Bütün Ayrılıklar... / 50 Kaan Turhan / Ergenekon’u Batı Trakya’ya Taşımak İstiyorlar / 56 Kadir İncesu / Güler Duman: “Türküleri Dinlemek ve Anlamak Kolay Değildir!..” / 78 DENEME / ANLATI: Hüseyin Kenan Gören 58 • Bertan Onaran 61 • Bülent Tekin 63 • ÖYKÜLER: İzzet Harun Akçay 21 • Rezzan Erton 39 • Kezban Şahin Taysun 54 • M. Fikret Ünlüer • ŞİİRLER: Mahmut Derviş 6 • Hüseyin Haydar 15 • Mevlüt Kaplan 20 • Oya Mercan 23 • Ahmet Saraçoğlu 27 • Cazim Gürbüz 28 • Atilla Yaşrin 35 • Ali Kılıç 40 • Evin Okçuoğlu 47 • Burhan Mendi 48 • Veysel Boğatepe 53 • Neyzen Buğra 55 • Ali Karagöz 56 • Oresay Özgür Doğan 59 • Resul Baltacı 63 • Yavuz Yavuzer 67 • Neslihan Yalman 79 • KİTAP: Günay Güner 68 • Hasan Akarsu 71 • M. Demirel Babacanoğlu 72 • Özlem Tezcan Dertsiz 74• Kapak Arkası 75• MÜZİK: Albümler Arasında 80 • HALKIN SAZI HALKIN SÖZÜ: H. İbrahim Tokmak 81 • Mecburi 81 • Mansur Ekmekçi 81 • KAPAK: Mehmet Özalp •

TERSAKAN TOROS

(Edebiyat ve Kültür Yayını) 5. Sayı Çıktı..
Dostlar, Merhaba!
Adana'da yayımlanmakta olan TERSAKAN TOROS (Edebiyat ve KültürYayını)nın 5. sayısı (DEMİRTAŞ ÇEYHUN Özel Sayısı) çıktı.
NOT:1)Dergimizi, posta yoluyla sürekli edinmek isteyenlerin Ali Ozanemre(adına) PÇ 5793727 nolu hesaba (BİR YILLIK POSTA GİDERİ) olarak 10(on) tl yatırmaları gerekir.2)Ürün iletişimi bu e-posta üzerinden yapılmaktadır.3)Adana'da; KARAHAN KİTABEVİ'nden, Adana Barosu'nun BaroSalonlarından, Güneş 2 ve Öztürk Kolcuoğlu lokantalarından, Şah OtoServisi'nden, Çamlık Kafe'den ve TAŞMEKAN'dan (ücretsiz) edinilebilir.4)Telefonla iletişim: 0532 480 55 04, (0322) 352 73 74Sanatın/Edebiyatın yağmuru hepimizin üzerine olsun.Saygı, sevgi ve selamlarımızla...YAYIN KURULU a. Ali OZANEMRE

20.10.2009

Uzman Yardımcıları, Uzman Yardımcıları (Mühendis), Servis Görevlileri ve Banko Görevlileri(*)

Türkiye Halk Bankası

Sınava Katılma Koşulları
Uzman Yardımcısı, Servis Görevlisi ve Banko Görevlisi giriş sınavına katılabilmekiçin;1. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak.2. Sınava başvuru tarihi itibariyle 18 yaşını tamamlamış olmak,3. Kamu haklarından mahrum bulunmamak,4. 6 aydan fazla hapis cezası ile hükümlü bulunmamak,

5.1.1. Uzman Yardımcıları için;
Üniversite ya da fakültelerin öğrenim süresi en az 4 yıl olan bölümlerindenveya bunların yetkili makamlarca tanınmış Türkiye ya da yabancı ülkelerdekieşitlerinden mezun olmak ya da sözlü sınav sırasında, mezun olduğuna dairbelgeyi ibraz etmek koşuluyla son sınıf öğrencisi olmak,
01.01.1980 ve sonrası doğumlu olmak.
5.1.2. Uzman Yardımcıları (Mühendis) için;
Mühendislik Fakültelerinin öğrenim süresi en az 4 yıl olan bölümlerindenveya bunların yetkili makamlarca tanınmış Türkiye ya da yabancı ülkelerdekieşitlerinden mezun olmak ya da sözlü sınav sırasında, mezun olduğuna dair belgeyi ibraz etmek koşuluyla son sınıf öğrencisi olmak,
01.01.1980 ve sonrası doğumlu olmak.
Başvuru formunda Uzman Yardımcısı (Mühendis) seçeneği, sadeceMühendislik Fakültesi mezunu adaylar tarafından tercih edilebilecektir.Mühendislik Fakültesi mezunu olmayan adayların bu seçeneği tercihederek yazılı sınava girmeleri halinde sınavları geçersiz sayılacaktır.
5.2. Servis Görevlileri için;
Üniversite ya da fakültelerin öğrenim süresi en az 4 yıl olan bölümlerindenveya bunların yetkili makamlarca tanınmış Türkiye ya da yabancı ülkelerdeki eşitlerinden mezun olmak ya da sözlü sınav sırasında, mezun olduğuna dairbelgeyi ibraz etmek koşuluyla son sınıf öğrencisi olmak,
·01.01.1980 ve sonrası doğumlu olmak.
5.3. Banko Görevlileri için;
En az lise veya dengi okul mezunu olmak ya da sözlü sınav sırasında,mezun olduğuna dair belgeyi ibraz etmek koşuluyla son sınıf öğrencisiolmak,
01.01.1983 ve sonrası doğumlu olmak.
6. Sağlık durumunun Türkiye'nin her yerinde görev yapmaya elverişli olduğunu belgelemek, (Sağlık raporu giriş sınavını kazandıktan sonra verilebilir.)7. Erkek adaylar için, işe alım tarihi itibarıyla askerlik görevini yapmış veyaerteletmiş olmak ya da askerlikle ilişkisi bulunmamak,8. Yapılacak inceleme ve araştırma sonucunda; sicil, tutum ve davranışları ile özgeçmişleri bakımından bankacılığa uygun bulunmak, gerekmektedir.
Adayların, sınava katılabilmek için gerekli şartlara sahip oldukları, yazılı sınav öncesikendi beyanları dikkate alınarak değerlendirilecektir. Gerekli belgeler, yazılı sınavı kazanan adaylardan sözlü sınav öncesi talep edilecektir.
Adayların, sınava katılabilmek için gerekli şartlara sahip oldukları, yazılı sınav öncesikendi beyanları dikkate alınarak değerlendirilecektir. Gerekli belgeler, yazılı sınavı kazanan adaylardan sözlü sınav öncesi talep edilecektir.
Başvuru Şekli ve Süresi
Sınav başvuruları, aşağıda detayları verilen üç aşama sonucunda tamamlanacaktır.Bu üç aşamanın tamamını gerçekleştirmeyen adayların başvuruları geçersiz sayılacaktır.
1. Aşama: Sınav ücretinin süresi içinde yatırılması,Anadolu Üniversitesi tarafından 21 Kasım 2009 Cumartesi günü yapılacak olan Uzman Yardımcısı, Servis Görevlisi ve Banko Görevlisi Giriş Sınavına başvuran adaylardan, pozisyon başına sınav maliyeti olan 50.-TL sınav ücreti tahsil edilecektir.Sınav ücreti olan 50.-TL sadece başvuruda bulunulan bir pozisyon için tahsil edilecek ücrettir. Birden fazla pozisyona başvurulması halinde; örneğin, aday hem Uzman Yardımcılığı hem Servis Görevliliği sınavına başvuracaksa 100.-TL yatıracaktır.Sınav ücreti 28.09.2009 Pazartesi günü saat 10:00’dan 15.10.2009 Perşembe günü saat 17:00’ye kadar T.Halk Bankası Şubelerinden, adayın T.C. Kimlik Numarası, Adı ve Soyadı, ev ve cep telefonu ile adres bilgileri verilerek yatırılacaktır.EFT ve havale kabul edilmeyecektir.
2. Aşama: İnternet üzerinden başvuru formunun doldurulması,İnternet sitesindeki başvuru formu girişleri, sadece sınav ücretini yatırmış adaylara açık olacak ve sınav ücretinin yatırıldığı günün ertesi günden itibaren 16.10.2009 günü saat 17:00’ye kadar TC Kimlik Numarası kullanılarak giriş yapılabilecektir. Sınav ücretini yatıran adaylar başvurularını, 16.10.2009 Cuma günü saat 17:00’ye kadar Bankamızın (www.halkbank.com.tr) internet sitesinde yer alan “Uzman Yardımcısı, Servis Görevlisi ve Banko Görevlisi Giriş Sınavı Bilgi ve Başvuru Formu”nu doldurarak yapacaklar ve tüm alanları doldurduktan sonra yazıcıdan pdf formatında beyan formunu alacaklardır.
3. Aşama: Başvuru evraklarının Anadolu Üniversitesi’ne gönderilmesi,

Form doldurulduktan sonra yazıcıdan pdf formatında alınacak beyan formuimzalanacak ve imzalanan bu formla birlikte, 1 adet vesikalık fotoğraf, nüfus cüzdanıfotokopisi ve katkı bedelinin ödendiğine dair banka dekontu, “Anadolu Üniversitesi BAUM Sınav Hizmetleri Yunus Emre Kampusü 26470 Eskişehir” adresine21.10.2009 tarihine kadar gönderilecektir. Noksan belgelerle yapılan başvurular değerlendirmeye alınmayacak, bu hususunilgiliye bildirilmesi ve noksan gönderilen belgelerin iade edilmesi yazılı sınavsonrasında yapılacaktır. Postadaki gecikmeler ise kabul edilmeyecektir.Sınav başvuruları sadece internet aracılığıyla kabul edilecektir.Başvuru koşullarını taşımadığı halde sınav ücretini yatıran adaylar ile başvuruları geçerli olduğu halde sınava girmeyen veya birden fazla sınav ücreti yatıran adayların yatırdıkları ücret iade edilmeyecektir.Adaylar internet üzerinden başvuru formunu doldururken, çalışmak istediği ilbölümünde sadece tek tercih yapabileceklerdir. Hem Uzman Yardımcılığı hem de Servis Görevliliği’ne başvuracak adaylar, her pozisyon için ayrı ayrı il tercihedebileceklerdir.Yapılacak mülakat sonucunda başarılı olan adaylar, sadece tercih ettikleri il’deçalıştırılacak olup, başka bir il’e tayinleri mümkün olmayacaktır. Ayrıca; işe başlangıç öncesinde adaylardan, Bankadan istifaen ayrılmaları ya da iş sözleşmesinin haklınedenlerle Bankaca feshi durumunda, eğitim giderleri ile Bankaca belirlenen tazminat tutarını ödeyeceklerine dair Taahhütname alınacaktır. Adayların başvuru yaparken bu hususları dikkate almaları, il tercihlerini buna göre yapmaları gerekmekte olup, mülakata çağrılmaya hak kazanan adaylar bu şartları kabul etmiş sayılacaktır.Yazılı ve sözlü sınavı kazanarak Bankamızda istihdamı uygun görülen Uzman Yardımcılarının tamamı, belli bir süre İstanbul’da Kredi ve Proje Değerlendirme DaireBaşkanlığı’nda eğitim amaçlı çalıştırılacak olup, bu eğitim sürecinin bitiminde asıl görev yerlerine atamaları yapılacaktır.
Yazılı Sınav
Yazılı sınav, Anadolu Üniversitesi tarafından 21 Kasım 2009 tarihinde Adana,Ankara, Antalya, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, İstanbul Anadolu Yakası, İstanbul Avrupa Yakası, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Samsun, Trabzon veVan illerinde gerçekleştirilecektir. Başvurusu kabul edilen adaylar, sınav yeri ve saatini bildiren “Sınav Giriş Belgesi”ni; 16 Kasım 2009 gününden itibaren,Anadolu Üniversitesi’nin http://halkbank.anadolu.edu.tr internet adresinden T.C.Kimlik numaralarını girerek, yazıcıdan döküm olarak alabileceklerdir. Sınav GirişBelgesi posta ile gönderilmeyecektir.Adaylar sınava girebilmek için http://halkbank.anadolu.edu.tr internet adresindenalacakları “Sınav Giriş Belgesi” ile birlikte, resimli nüfus cüzdanı, sürücü belgesi veyapasaport ibraz etmek zorundadırlar.

Uzman Yardımcısı, Servis Görevlisi ve Banko Görevlisi Giriş Sınav Şekli ve KonularıSınavlar, yazılı ve sözlü olmak üzere iki aşamalı olacaktır. Yazılı sınavlara ilişkin bilgiler aşağıdadır.

Uzman Yardımcısı – Uzman Yardımcısı (Mühendis)Yazılı Sınav Tarihi: 21 Kasım 2009, CUMARTESİSınav Merkezleri: Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum,Gaziantep, İstanbul Anadolu Yakası, İstanbul Avrupa Yakası, İzmir, Kayseri, Kocaeli,Konya, Samsun, Trabzon ve Van.Sınavın Süresi: 3 Saat (180 dakika)Oturum Sayısı: Tek oturumSoru Sayısı: 120Yabancı Dil: İngilizce, Almanca, Fransızca
Servis Görevlisi:Servis Görevlisi Yazılı Sınav Tarihi: 21 Kasım 2009, CUMARTESİSınav Merkezleri: Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum,Gaziantep, İstanbul Anadolu Yakası, İstanbul Avrupa Yakası, İzmir, Kayseri, Kocaeli,Konya, Samsun, Trabzon ve Van.Sınavın Süresi: 3 Saat (180 dakika)Oturum Sayısı: Tek oturumSoru Sayısı: 120Yabancı Dil: İngilizce, Almanca, Fransızca
Soru Dağılımları:

Banko Görevlisi:Banko Görevlisi Yazılı Sınav Tarihi: 21 Kasım 2009, CUMARTESİSınav Merkezleri: Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum,Gaziantep, İstanbul Anadolu Yakası, İstanbul Avrupa Yakası, İzmir, Kayseri, Kocaeli,Konya, Samsun, Trabzon ve Van.Sınavın Süresi: 2,5 Saat (150 dakika)Oturum Sayısı: Tek oturumSoru Sayısı: 100
Soru Dağılımları:
Değerlendirme
Değerlendirme doğru cevap sayısı üzerinden yapılacak, yanlış cevaplar dikkatealınmayacaktır. Testteki doğru cevap sayısı adayın testten aldığı ham puanını oluşturacaktır.
Sınav sonuçları, tercihte bulunulan il ve unvan bazında ayrı ayrı en yüksek puandan başlayarak sıralanacak ve belirlenen kontenjan kadar aday (son adayla aynı puanı alan tüm adaylar dahil), 60 puan ve üzerinde olmak koşuluyla mülakata çağrılacaktır.

Mülakat Yeri ve TarihiYazılı sınav sonuçları, Bankamızın www.halkbank.com.tr adresinde ilan edilecektir.Başarılı olan adaylara mülakatların tarihi ve yeri ayrıca duyurulacaktır.Mülakata çağrılan adayların, mülakata gelirken yanlarında;
1- Diplomanın aslı ve fotokopisi ya da noter veya ilgili öğretim kurumu tarafından onaylanmış örneği,2- Nüfus hüviyet cüzdanının aslı ve fotokopisi veya noter onaylı örneği,3- Son 6 ay içerisinde çektirilmiş 2 adet vesikalık fotoğraf,4- Savcılıktan alınmış yeni tarihli Sabıka Kaydı Belgesi,5. Erkek adayların, askerlik görevini yaptığına veya ertelettiğine ya da askerlikle ilişkisi bulunmadığına ilişkin belge, Getirmeleri gerekmektedir.
[14/10/2009]
Kaynak: (*) http://www.halkbank.com.tr/articles/detail/detail8.asp?id=1941&archive=1

25.09.2009

Kurgu'da Hafta Sonu





Ölümünün 20. yılında "Aylak Adam" ve "Anayurt Oteli" yazarı Yusuf Atılgan'ı anıyoruz. Manisa ve İzmir'de.
Edebiyatçılar Derneği İzmir Temsilciliği ile Manisa Kültür Sanat Kurumu'nun işbirliğiyle.
9 Ekim 2009 cuma günü 14.00'te Manisa Belediyesi Kültür Sitesi Meclis Salonu'nda.
10 Ekim 2009 cumartesi günü 14.00'te Kültürpark'taki İzmir Sanat Oditoryum Salonu'nda.

2.09.2009


yeniyazı dergisi, sayı: 2

İÇİNDEKİLER
ŞİİR:
Osman Serhat, Sevil Avşar, Muammer Karadaş, Hilde Domin [Danyal Nacarlı], Mustafa Ergin Kılıç, Janset Karavi, Öktem Tepe, Abdulbaki Akpınar, Caner Ocak
ÇERÇEVE:
Nurdan Gürbilek Nurdan Gürbilek - Erkan Irmak, Orhan Koçak, Nüket Esen, İshak Reyna, Tuğba Doğan
ATÖLYE:
“Kambur”Mehmet Siyah Kalem, Başak Deniz Özdoğan, Erkan Irmak, Raif Kadıoğlu - Yaver Umman, Tuncay Altınkaya, Sancar Dalman, Ayşegül Tözeren, Özgür Öztürk - Akın Çınar
ÖYKÜ-ANLATI:
Taylan Asır, A. Handan Konar
DENEME-ELEŞTİRİ:
Seval Gülen, Bahadır Sürelli
VE YİNE:
Hüseyin Alemdar, Hüseyin Peker ve Kitap Tanıtımları
ORTANCA
SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ
YAYIN MERKEZİ: KARŞIYAKA MAH. SAMSUN YOLU 25.Km. KANTAR MEVKİİ NO:12 LALAHAN / ANKARATEL: (0 312) 598 01 98İSTEME VE İLETİŞİM E- POSTA ADRESLERİ: ortanca@ortanca.orgeditor@ortanca.orgPosta Çeki Hesap Numarası: İbrahim ENGİN - 535 99 66 YILLIK ABONE BEDELİ: 50.00 TL

ONALTIKIRKBEŞ’İN 31. SAYISI ÇIKTI...

Metin Güven: Kirli Kan,
Niyazi Özsan: Kuş Kafesinde Yazılan Günlükler,
Ayşe Kilimci’den Mektup Var: Kim öle, Kim Kala,
Beyza Ersoy: KN
Emel İrtem: Yaz Sıkıntısına ve Entelektüel açlığa ekli Evvel Zamandan ahir zamana
Üç Cesur Kitap,
Serdar Koçak: Beni Ele Geçirin,
M. Akif Ertaş: Örtük Olmayan Lirizmin Şiiri,
Şairler Konuşuyor:
Fatih Yavuz Çiçek Sordu, Hayriye Ünal yanıtladı,
Kerim Evren: Mutluluk,
Gün Zileli: Sokak,
Salondan Nasıl Görünüyor,
Feridun Orhunbulge: Siyaset Felsefesinin Konusu,
Oğuz Tansel Halk Bilim Ödülü,
Önder Adalı: Şiirin Düşüncesi, Düşüncenin Şiiri Ve Şiirleriyle: Burcu Yalkın: Saat Karanlığı Vurunca, Muharrem Sönmez: Basite İndirgemeler,
Murat Çakır: Edep Sokağı,
Yaprak Ünvar: Kırık Bir Çocuk Bakışıdır,
Halil İbrahim Polat: İstanbul’a Sone,
Metin Güven: Arı,
Jean Valentine: Hawkin’s Çiftliği,
(Çeviri: Deniz Evren) Fatih Buğra Yener: Sen Hilmi Haşal: Boya Öktem Tepe: Kaps-ül Rab Cihan Sönmez: Gizli Kod-13 Kubilay Bürgan: O”an… Ahmet Özer: Aşk ve Renk, Ahmet Uysal: Hiç/Kimseyle Yürüyüş, Türker Özşekerli: Akrep Isırıkları

Mülkiyeliler Birliği Makale Yarışması

Son katılım tarihi 20 EKİM 2009
NASIL BİR MÜLKİYE, NASIL BİR TOPLUM ? KENDİ ÜTOPYANIZI KURUN. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi – Mülkiye’nin kuruluşunun 150. Yılında gerçekleştirilecek çeşitli etkinlikler kapsamında tüm Mülkiye camiasına yönelik bir makale yarışması düzenlenmiştir. 150. Yıl Organizasyon Komitesi olarak Mülkiyeli olan herkesi bu zengin ve sınırsız konuda üretmeye ve düşüncelerini paylaşmaya davet ediyoruz.
Konu
“Nasıl Bir Mülkiye, Nasıl Bir Toplum? – Kendi Ütopyanızı Kurun”
Katılım Şartları
Yarışma, mezun ya da öğrenci olan tüm Mülkiyelilerin katılımına açıktır. Farklı bir toplum düşünmenin ve düşlemenin gerekliliği inancıyla sınırı olmayan bu konu belirlenmiştir. Daha güzel bir dünya için hepimizi heyecanlandıracak ideallerin ve hayallerin yaşamsal önemine dikkat çekmek istiyoruz. Toplumların tarihsel süreçlerinin belli dönüm noktalarında daha fazla düşünmeye, düşlemeye ihtiyacı olduğunu hatırlatıyoruz. Ütopyalar gerçeğin sorgulanması olduğu kadar geleceğin kurgulanmasıdır da. Düşünce özgürlüğü kadar düşleme özgürlüğüne de sahip çıkmalıyız. Mülkiye camiasını, düşleme özgürlüğü ve gücünü kullanarak üretmeye ve paylaşmaya davet ediyoruz.
Katılımcıların kendi özgün çalışması olan makaleler, daha önce herhangi bir yarışmaya katılmamış ve herhangi bir yerde yayınlanmamış olmalıdır. Gönderilen makaleler iade edilmeyecektir. Bu makalelerin kitap, dergi ve internet ortamında yayınlama hakkı A.Ü. SBF Dekanlığı’na ve Mülkiyeliler Birliği’ne aittir.
Yazım Kuralları
Makalelerin 12 punto, Times New Roman yazı karakteri ve 1,5 satır aralığı ile yazılmış olması ve en az 3000 sözcük en fazla 8000 sözcükten oluşması gerekir.
Seçici Kurul
Ruşen KELEŞ, Korkut BORATAV, Ayla KUTLU, Alaaddin ŞENEL, Ayhan YALÇINKAYA
Başvuru
Başvurular 20 Ekim 2009 tarihinde sona erecektir. Mezuniyet yılı ve bölümü katılımcılar tarafından belirtilmelidir. Öğrenciler fakülte numaralarını ve bölümlerini belirteceklerdir. Bu tarihe kadar yarışmacıların makalelerini bildirilen adreslere göndermeleri gerekmektedir. Elden teslim ederek, posta yolu ile veya e-mail ile başvuru yapılabilir.
Ödüller
Birinci : 3.000 TL
İkinci : 2.000 TL
Üçüncü: 1.000 TL
Mansiyon : Kitap Seti
İletişim ve Teslim Adresi
150. Yıl Makale Yarışması Komitesi
Mülkiyeliler Birliği Genel Merkezi
Yüksel Caddesi Konur Sokak No: 1 06650 Çankaya / ANKARA
mulkiye_makaleyarismasi.150yil@yahoo.com Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir
Faaliyetlerle ilgili ayrıntılı bilgi için
www.mulkiye.org.tr

BİR SALLANAN KOLTUK - Ruşen Ergün

(…)
varoşların çoluk çocuk
akşam pikniğe çıktığı
bir şeydi yazlık sinema
(…)
Nevzat Çelik
Pencereden süzülerek tül perdeyi aşıp öğle soframıza dek uzanan cılız sese kulak kabartıyorum. Uzaklardan dalga dalga yayıldığı için sözcükler net olarak seçilemiyor henüz. Ama sesin kime ait olduğunu iyi biliyorum; bir haftayı daha devirmişiz ve birazdan, bu akşam beyaz perdeden bizlere kimlerin göz kırpacağını muştulayacak bu ses. Yaklaşsın diye heyecanla bekliyorum. Sofradaki kaşıklar hazırola çoktan geçmiş. Git gide yaklaşıyor. Odada soluk alışverişlerimizin dışında çıt yok. Yaklaşıyor… yaklaşıyor… yaklaşıyor…Ve sonunda, beklenen sözcükler teker teker düşüyor;
“DİKKAT DİKKAT! MEHTAP SİNEMASI İFTİHARLA SUNAR.” Babamın yüzüne bakıyorum, babam da tıpkı benim gibi sese odaklanmış, dikkatle dinliyor. O cesaretle sofradan fırlıyorum ayağa, doğruca pencerenin parmaklıklarına koşuyorum. Başımı aralıktan çıkarabildiğim kadar çıkarıp sesin geliş yönünü gözlüyorum. Neyse ki çok sürmeden pikabın ucu görünüyor.
“BU AKŞAM SİNEMAMIZDA İKİ FİLM BİRDEN.” Sesin sahibi azcık soluklanıp boğazını temizledikten sonra devam ediyor.
“BAŞROLLERDE AYHAN IŞIK, BELGİN DORUK” Biraz daha soluklanıyor, sonra filmin ismini harflerin üstüne basa basa anons ediyor.
“KÜÇÜK HANIMIN ŞOFÖRÜ” Soluk alışındaki derinlik megafondan duyuluyor. Biraz duraksadıktan sonra daha güçlü bir sesle “DİKKAT DİKKAT! İKİ FİLM BİRDEN” diyor, yine susuyor.
İlk filmin ne olacağına dair merakımız gitse de ikinci filmin anonsunu da aynı sessizlikle bekliyoruz. Derken sesin sahibi anonsuna kaldığı yerden devam ediyor.
“BAŞROLDE DÜNYACA ÜNLÜ KUNG FU USTASI BRUCE LEE!” Yine birazcık daha duraksadıktan sonra bu filmin de adını anons ediyor.
“ÖLÜM KULESİ BU AKŞAM SİNEMAMIZDA” Bu anonsla beraber odanın sessizliği birden bire bozuluyor. “Yaşasın brucelleee!” diye bağırıyor erkek kardeşlerim.
“İyi ki iki film birden” diyor annem, “Ayhan Işık’la Belgin Doruk da bizim olsun!”
Babamın yüzüne bakıyorum. Babamın gözleri yıldız saçıyor.
“Hazırlığını yap hanım, bu akşam sinemadayız.”
“Yaşasınnnnn!” diye bağırıyoruz hep bir ağızdan. Ablam da bizim gibi çocuk oluyor, bütün kardeşler hep beraber el çırpıyoruz. Birazdan Sevim abla arka bahçemizin duvarından anneme seslenecek.
“Huuu komşum! Bu akşam sinemaya gidiyorsun değil mi?”
“Kısmetse evet” dedikten sonra “ya sen?” diye soracak annem.
-Bu gün Sevim ablanın kocası evdedir, yeni filmi kaçırırlar mı hiç.-
“Kambersiz düğün, bensiz de sinema olur mu a, diyecektir” Sevim abla.
Olur da gitmeyiverirse, yarın olunca, “kocam beni sinemaya götürdü, beyaz gazoz içirdi” diye komşu kadınlara kim hava atar sonra!
Sevim ablanın kocası haftada üç gün gelir evine, üçünde de akşamları ya sinemaya ya da çay bahçelerine götürür karısını, ertesi sabah kapı önünü süpürürken diğer komşu kadınlarla lafa tutuşur Sevim abla, “kocam akşam beni falanca yere götürdü, çaçaçola içirdi, çukulatalı dondurma, fıstıklı baklava yedirdi” diye ne yedi ne içtiyse, kimi gördü kimle konuştuysa ballandıra ballandıra anlatır. Mahallenin kadınlarına diyeceğini dedikten sonra evine gider, o gidince de ardında kalan kalabalıktan fısır fısır sesler yükselir.
“Sana bunları yedirip içiriyorsa, öbürüne neler alıyordur kimbilir” der kızgınlıkla kadınlar, “bilsen, ah bir bilsen!...”
“Abooov” der Fadik abla, “kocam beni sinemalara neyin götürmese de olur, yeter ki yastığı yastığımla bir olsun!”
Fadik abla, Sitti teyzelerin bir göz odasında kiraya oturan yeni gelin. Kocası bir oto tamircisi yanında kalfa. Üstü başı kir-pas içindedir her daim. Akşamları elini yüzünü yıkayınca azcık adama benzermiş, Fadik abla öyle diyor. Doğru da diyor, adamı ne zaman görsem kapkara. Bir pazarı var aklanıp paklandığı. Her gün kapı önünden öteye gitmeyip evinde pinekleyen Fadik abla, Pazar günü de kocasının öğle uykusu için bekler evinde. Ses olur da kocası uyanır diye çıtını da çıkaramaz bir göz odada. Tığını ipliğe dolar, bir batırır bir çıkarır. Konu komşuya parasıyla dantel örer.
Ömründe hiç sinemaya gitmemiş Fadik abla. Annemle konuşurken duydum. Kocan izin verirse gel bizimle Fadik, dedi annem. Sağol abla, sinemaya gitmemi istese kendi götürür, dedi.
Akşama sinemaya gidilecek. Minderler hazır edilmeli. Yapraklar sarılmalı. Kekler, börekler fırına sürülmeli. Koca bir kese kağıdı ay çekirdeği unutulmamalı. Şimdi temmuzun sıcağı ortalığı kasıp kavursa da geç vakit hava serin olur, çoluk çocuğun üstüne alınacak hırkalar dolaplardan çıkarılmalı.
“Huuuu komşuuuu! Küçük Hanım Belgin Doruk bu akşam sinemada, gidiyor musun a?”“Gideriz zağar, kocam gelmedi daha bi şey diyemem”
“He bacım he, bizimki olur dedi, ben de gidiyorum!”
“Nasipse gideriz dedi, nasipse gideceğiz inşallah”
“Akşam ola hayr’ola, bizimkinin sağı solu belli olmaz. Olur dedi de, ne bileyim bacım, olmaz olmaz!”
Mahallenin kadınları kapılardan pencerelerden başlarını çıkarıp havadisleri alıyor, sonra kaldıkları yerden işlerine devam ediyorlar. Eller bulaşık leğenlerine girip çıkıyor, aygazlar, tezgahlar ovuluyor, biberler kızartılıyor, soğanlar doğranıyor, patatesler soyuluyor. Bebeler sallanıyor beşiklerde, kaynanaların sırtları ovuluyor. Çaylar demleniyor evdeki kocalara, kahveler pişiriliyor. Almancı akrabaların yadigar teyplerinden acıklı türküler dökülüyor sokaklara. Zart zurt ediyor kocalar, koşturuyor ev halkı. Aman daha çok kızmasın! Akşama sinemaya gidilecek. -Kocaların tepesi atıp da vazgeçmezlerse, inşallah!-
Fadik abla kafasına koyuyor, şeytanın bacağı bu akşam kırılsın artık.
Bütün çocuklar toplanmış kendimizi sokağın gölgeliklerinde var etmeye çalışıyoruz. Tıpkı, annelerimizin, kocalarının kendilerine ne çok vakit ayırdıklarını göstererek diğer kadınlar arasında yer bulmaya çalıştıkları gibi.
“Babam, bizi bu akşam sinemaya götürecek, yaaa!” diyoruz.
“Benim babam da götürecek bizi” diyor kimimiz.
Bir kenarda dinleyip çıtını çıkarmayanlar oluyor. Birazdan evlerine koşuyorlar.“Anne! Babama söyle de bu akşam biz de sinemaya gidelim”
Allahümme ya medut, bu akşam kocamın ağzını bağla, dilini tut, diye dualar okuyor anneler. Allah vere de götüre, çocuk kısmı yoktan anlar mı, olmaz deyince başlar zırlamaya. Erkek kısmının tepesi atarsa sonra, gör sen asıl sinemayı. Hiç yoktan tatsızlık… Allah vere de götüre.Babasından ümidini kesen çocuklar isyan bayraklarını açıyor, büyüdüklerinde babalarına inat her akşam sinemaya gidecekler. Ben de büyüyünce zart zurt etmeyen, eşitlikten yana bir koca bulacağım. Bu hafta sonu sinemaya gidelim deyince birimiz, öbürümüz peki diyecek. Mutfağa birlikte gireceğiz, ben bulaşıkları köpürteceğim o durulayacak, ben sofrayı kuracağım o toplayacak. Vakit geliyor. Kapılar açılıp örtülüyor bir bir. Yüzleri güleç kadınlar kocalarının diplerinde salına salına yürüyorlar. Yeni evliler kollarına giriyor kocalarının. Çocuklar hop hop, zıp zıp… Bir koca karı bahçe duvarından başka bir koca karıya sesleniyor.
“Nasıl gelin bu bilmem, allem etti kullem etti, sinema için gene razı etti kocasını.”
“Şimdiki gelinler yırtık bacım, yırtık! Yüzleri yok bunların. Biz kocamıza şunu et, şunu tut diyemezdik. Bunlar ellerinden gelse parmaklarında oynatacaklar erkek kısmını”
Fadik abla da mı allem kulem etmiş yoksa, kocasını yanına katmış yola düşmüş. Babam biletçiden biletleri alırken rastlıyoruz, “abla” diyor anneme “nerde oturacaksanız sizinle oturalım biz de”. Annem Fadik ablanın sinemaya geldiğini görünce çok seviniyor. “Anaaam! Ne iyi ettiniz de geldiniz, gelin gelin, biz her gelişimizde aha şuraya otururuz, siz de gelin” diyor. Her zamanki oturduğumuz sıranın ucuna orta yaşlı bir adamla, genç bir kadın oturmuş. Demek ki bizden önce gelip iki iskemleyi kapmışlar. Genç kadının yakası pek açık. Yanındaki adama “beyaz nohut alsana kocacığım” diyor, ardından kahkahayı basıp beline sımsıkı sarılıyor, “doğru ya, sizin burada leblebi diyorlar adına”. Adam “emrin olur güzelim, emret, dünyaları getireyim ayağına” diyor. Kadın yine kahkahayı basıyor. Fadik ablanın kocası adamla kadına şöyle bir bakıp yüzünü ekşiterek “biz arka sıraya oturalım” diyor. Arka sıraya geçiyorlar. Kocası Fadik ablanın kulağına eğilip “Buraya her türlü insan gelir işte böyle, aile getirilir mi böyle yerlere?” diyor, Fadik ablanın yüzü sallanıyor.Annem babama “Bula bula bunların yanını mı bulmuşuz?” diyor. “Burası umuma açık yer hanım, herkes gelir, istediği yere oturur, ne yapalım” diyor babam.Yan taraftaki kadın vara yoğa, her şeye kahkaha atıyor, adam kadına sokuldukça sokuluyor. Annem hafifçe kulağımı çekiyor.
“Önüne bak!” Fadik abla “Allah razı olsun Osman’ım sen getirmeseydin sinemayı neyin göremeyecektim ben” diyor kocasına. Kocası sesini çıkarmıyor. Derin bir nefes alıp nefesini fosurdayan bir sesle burnundan çıkarıyor.Derken gong sesi duyuluyor. Fadik abla çığlık atıp ayağa fırlıyor. “Amanın n’oldu?”
“Yok bir şey” diyor annem “film başlayacak da onu haber veriyorlar.”Fadik ablanın kocası homurdanmaya başlıyor.
“Ne bağırıyorsun? Otur yerine. Elalem bize bakıyor!…”
“Korktum birden bire Osman’ım” diyor Fadik abla. Çatık kaşlarını indirmeden zart zurt etmeye devam ediyor kocası.“Seni buraya getiren de kabahat!”İkinci bir gongla beraber ışıklar da sönüyor. “Amanın karanlıkta kaldık” diye yüksek sesle şaşkınlığını dile getiriyor Fadik abla.“Sinemayı ne zannediyordun, al işte sana sinema” diyor kocası.
Beyaz perdeye ilk kare düşüyor. Fadik ablanın içine de zifti kara bir delik… Bahçedeki sesler bıçak gibi kesiliyor. Az sonra seyirciler, gökyüzündeki yıldızlara daldıkça gözleri, perdedeki yıldızların yerine koyacaklar belki de kendilerini. Çekirdek kabukları, gazeteden külahların içinde dağ gibi birikiyor, dudaklar tuzdan büzüş büzüş. Saatin tik takları tıkır tıkır işliyor ve her güzel an gibi Belgin Doruk'lu dakikaların da sonu geliyor, sonunda ilk film bitiyor. Bu süre içinde Fadik ablanın gıkı çıkmıyor. Ara verildiğinde “hadi kalk gidiyoruz” diyor kocası, “kung fu filmini seyredip de ne yapacaksın!” “Olur” diyor Fadik abla. Gözlerine bakıyorum kırmızı kırmızı iki bilye istemeye istemeye bize bakıyor. Bahçe duvarının dibinden hızla yürüyüp kapıdan dışarıya koşar adımlarla çıkıyorlar.
“Vırvırıyla tat aldırmadı kadına” diyor annem.
“Allah’ın hödüğü” diyor babam, “evde ne edecekti, şuraya geldi beyaz perdede de olsa daha başka dünyalar olduğunu gördü, kötü mü oldu?”
“Biz bunca horantayla geliyoruz haftada bir, onlar iki baş. Sinemaya hayda hayda para bulurlar, hiç olmazsa iki ayda bir gelir insan. Bu da lazım, hep otur hep yat, öyle ömür mü geçermiş?” diyor annem.
“Boş ver hanım” diyor babam, “böyle gelmiş böyle gider bunlar, değişmez”.
İkinci film başlıyor az sonra. Erkek kardeşlerim heyecandan yerlerinde duramıyorlar. Babamın yüzüne bakıyorum, babamın yüzü dalgasız denizler kadar sakin. Kocaman bembeyaz bir gemi geçiyor yüzünden. Babamın gemisi bu. Babam dümende duruyor, annem güvertede sallanan koltuğunda sallanıyor. “Filmi seyret kızım” diyor babam, “her film yeni ufuklar açacaktır sana”Vurdulu kırdılı filmleri sevmesem de babamın açılmasında yarar gördüğü yeni ufuklar için seyre dalıyorum filmi. Usuma takılıyor, ya Fadik ablanınki gibi bir kocam olursa! Ya ben de sallanırken koltuğumda zebellah gibi dikiliverirse karşıma, derse ki; buraya kadardı güverte saltanatı, şimdi doğru kazana kömür atmaya! İki parmağımı kıvırıp oturduğum iskemlenin yan tarafına vuruyorum üç kez, sonra kulak mememi çekiştiriyorum.
“Şeytan kulağına kurşun. Şeytan kulağına kurşun. Şeytan kulağına kurşun…”
Ertesi sabah yine kapı önlerinde buluşuyor kadınlar. “Kız Fadik, sonunda sen de gidebildin sinemaya, hele şükür” diyor Sevim abla. Eşarbını aralayıp saçlarındaki ıslaklığı göstererek “Adamın huyuna gideydin bari yatakta, seni bir dahaki sefere gene götürüverir” diyor. Fadik abla başörtüsünün yanlarını aşağıya çekiştiriyor, sessiz kalıyor bir süre. Sonra “Nasipse gideriz” diyor.Sözü bitenler işlerinin başına koşuyorlar yeniden. Yağ cızırtıları, çocuk zırıltıları, su şıpırtıları, beşik tıkırtıları evlerden taşıp sokağın sesine karışıyor. Kadınlar bir dahaki sinema akşamının hayaliyle ateşi harlıyorlar kocalarının gemilerinde. Yorgun düştükçe bana mısın demiyor, yapışıyorlar küreklere. Denizin dibini, gökyüzünün ötesini görmek istemiyorlar. Onlar bıkıp usanmadan yüzdürürken gemileri kimi kocalar insafa geliyor, yetişiyor imdada. Sallanan koltuk alıyorlar karılarına, yorgunluklarını atsınlar diye. Yüz kez kürek sallıyorlarsa bir kez sallanabiliyor kadınlar. O bir sallanışı on kere anlatıyorlar birbirlerine, ballandıra ballandıra. Böyle böyle ömürleri tükeniyor.
Hayır, diyorum, ben onlar gibi olmayacağım. En azından benim de bir gemim olacak. Karşımdaki illa ki benim gemim diye tutturursa geçeceğim kendiminkine, gerekirse rotamı yeniden çizeceğim. Hemen bir tersaneye atıyorum kendimi, yıllar sürecek bir inşaya başlıyorum. Sonunda afili bir diploma çekiyorum direğime. Koluma altın bir bilezik takıyorum. Sonra aynı denizde yakın bir gemi arıyorum kendime, zaman zaman güvertesinde güneşlenebileceğim, zaman zaman onun benimkinde… Çok sürmüyor, birini buluyorum.
-Gemiler de kavun değil ki!...-
Fadik ablanın vaktiyle dediği gibi yastığı yastığım olsun istiyorum. Kuş tüyü yastıklar yapıyorum, üstlerinde satenden örtüler. Ama o yastıklara bakmıyor bile. Başka yastıklarda geziyor gözleri, bununla da kalmıyor kendi gemisinde kalmam için binbir çeşit şart koşuyor. Dümene yapışmış elleri, bir türlü bırakamıyor. Odaları dolaşıyorum tek tek, tavan arasına bakınıyorum, eski püskü de olsa sallanan bir koltuk arıyorum. Bir türlü bulamıyorum. Bulamayınca da öfkeden çılgına dönüyorum. “Benim de bir gemim var, unutma!” diye bağırıyorum her defasında. Ben böyle dedikçe, kül tablaları, vazolar, ortalıkta ne varsa pır pır uçuşuyor havada. Tuzla buz oluyor her şey yere düştüğü anda. Parmağı dahi kımıldamıyor, toplamak bana kalıyor. Cam kırıkları batıyor ellerime, ellerim şakır şakır kanıyor.

özgür edebiyat

Özgür Edebiyat'ın Eylül - Ekim 2009 17. sayısı çıktı.
René Char'ın bostanında sabah gezintileri, Özdemir İnce, 3
Sarı rüya defteri, Ahmet Büke, 8
'Sen yoksun ama yokluğun burada.', Nilgün Üstün, 17
Şiirler, küçük İskender, 20
Şiirler, Mehmet Hameş, 27
Hançerin yenilgisi, Altay Ömer Erdoğan, 29
Saklı istasyon, Senem Dere, 32
Şiirler, Bâki Ayhan T., 37
Şiirler, Abdullah Şevki, 39
Modası geçmiş bir hikâye kişisi, Aysun Sezer, 42
Şiirler, Ercan Özkan, 45
Gece, Petek Sinem Dulun, 49
Eylül uçurtması, Onur Caymaz, 53
Dans, neden tek kişiliktir, Ümran Ersin, 57
Requiem, Ayşe Nalan, 61
Şiirler, Didem Gülçin Erdem, 63
Tram-vay!, Onur Özgüner, 65
Şiirler, Utku Kaygusuz, 68
Serpintiler, Mazhar Candan, 71
Edebi metinde ikilem ya da özdeşlik olarak iç ve dış dünya, Oktay Taftalı, 78
Okunmamış bir kitabın evinde, Ahmet Erözenci, 82
Şiir yazmak, şair olmak, Hüseyin Atabaş, 86
21. Yüzyılın edebiyatı: Elektronik edebiyat, Abdullah Şevki, 90
Diyalojik Okuma: Gültekin Emre'den Küçük Deniz, Kardeş Fırtınalar veKardeş Alevler, Bâki Asiltürk-Fuat Çiftçi, 95
Vampir edebiyatı, Selim Yalçıner, 104
Furuğ: Şiirinin cinsiyeti ve cinselliği-2, Haşim Hüsrevşahi, 108
Şiir ve ikâme, Ozan Öztepe, 118
Kırlangıcın okuma uçuşu, XI, Özdemir İnce, 123
16 Haziran akşamının şiiri, Kemal Özer, 134
İktibas: Kendi anlatımıyla yaşam öyküsü, Kemal Özer, 136
Kalemin Ucu, Atilla Birkiye, 141

1.09.2009

2.ERGİN GÜNÇE ŞİİR ÖDÜLÜ SONUÇLARI AÇIKLANDI

Çağdaş Şair ve Yazarlar Derneğinin düzenlediği 2.Ergin Günçe Şiir Ödülleri Sonuçları açıklandı. Birinciliği Sevda Zeynep Karadağ’ın “ Aynalı Düşler Çarşısı” adlı kitabı alırken yarışmada Özlem Tezcan Dertsiz’in “ Faili Mecnun adlı dosyası da Övgüye Değer bulundu.
Değerli şair ve jüri üyemiz Kemal Özer’in vefatı ile boşalan juri üyeliğine şair Aydan Yalçın’ın alınmasıyla yeniden oluşturulan yarışma jürisi Çiğdem Sezer,Ahmet Uysal,Mahzun Doğan, Dadal Günçe,Aydan Yalçın ve Fadıl Oktay’dan oluşuyordu.
Ödüller ,Eylül ayı içerisinde Ankara’da düzenlenecek Ergin Günçe Anma gecesi’nde kazanan şairlere verilecektir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Çağdaş Şair ve Yazarlar Derneği Yönetim Kurulu

28.07.2009

Bayram Balcı

"Söylediğim her söz beni vuruyor
Yoruldum kendime hedef olmaktan."

s. zeynep karadağ

Telvin

Şahavanka'ya

kapatınca şehir ışıklarını
dizinde yorgun evler uyuyup
esmerdir usulca çekilir gecenin sürgüsü
yarım kalan bir dudak kendine bükülür

sen şeytana uyarsın uluorta
ben sana yürürüm arınmış günahlarımla
kör olur gözden çıkarırız dünyayı
anlık bir ölümü bölüşür iki ruh bir beden
ölürüz karanlık bir sokağın sonunda
ve uzak kadınların derinlerinde
kırılır aynalarım

suretim hiçlik
suretim bin parça kalabalık

üşüsem bilmez
ağlasam duymazsın
ısınmak için aşkı yakarım düşte
ve sarılır kendime uyurum susarsın

su deniz olur
deniz somurtkan adam
sabaha karşı iki sefil dize düşer
gizli bahçemdeki nar ağacından
tanelerini toplarım
bir adam
bir adam daha…

iğne deliğinde s/üzülür telvin
iki sessiz harf tanrının dilinde
başı öne düşen günahlar gibi
kara bir tendir hibe edilir
arınsın diye nar lekeli kadınlar

üzerimizde yağmur kuşları
nemli bir masal hiç inanmadığımız
adını sen koyarsın
rengini ben

boğulur su ve beden
ve hürmüz
ve Ehrimen

Şükrü Sever

İstanbul'un Sombaharı


kış kapıda, evimdeyim. yeni bir sombahara başladı istanbul
pervazların perdelerin ardında, hiç dinmeyecek sandığımız
ürpertilerin, susmaların ve ıssızlıkların, korkuların...
hatırlamaların ardından mümkünsüz dalıyor gibi
uykuya. sözcükler güldürebilirmiş, sonsuz erinci
yüreklerimize taşıyabilir, acıya doyana değin
mutsuz kılabilir, hüzünlü bir esrimenin içine hapsedebilirmiş
ben korurum sanırdım kendimi, benim sanırdım çünkü sözcükleri

kış kapıda. esmer günleri yaz bana, beyaz günleri
şimdinin tüm enlem ve boylamlarınca kurulan şu denge oyununu
-ne ise aşk- gece ve gün, sabah ile akşam, dirim ve ölüm, varlık ile yokluk
çevrenindeki o sonsuz kamaşmayı yaz, sözcüklerle kurulmuş sarayları
hazırlığı yıllar süren ama bir gün ansızın bitiveren sarayları
iç ve dış avluyu, surları, her türlü utkuyu gönderine çekmek için
hazırlıklı burçlarını, -ne ise aşk- sözcüklerden kurulu o sarayı, ilençli sarayı
bana esmer günleri yaz, beyaz günleri... geçip gittiğin düşleri.

Çiğdem Sezer

İHTİMAL

kendimi bıraktığım deniz
içime vurdu beni gün ortaları
inanmıştım oysa su olup akmaya
kendime uzanmaya denizanalarından uzak
çakıl taşlarının bata çıka dalgınlığına

ambulansın biri koluma çarptı
dikiz aynasında kendi ölüm
- iki gözümle gördüm, iki ben
biri ölü, öteki...-
siren sesleri dalgalara çarptı
yuttuğum sularda boğulayazdım
mercanlar su yosunları ve taşlar
-iyi ki varlar

ihtimal bu denizde daha önce de boğuldum
kör balıkçı elimi tuttu, üç harf tek kürek
tam canı çıkmaktayken dünyanın
bir çocuk örselenmiş yanlarını okşadı
gece yan yattı kayığım battı kör
kaldım bir balıkçı bir de ay

dünyanın doğusunda bir deniz
içime battı

dünya vahşi bir yerdi, olmazlandım
var mıydı benim de bir çocukluk rüyam
ona bahçe ona duvar
allayıp pullasam
şöyle derin yerime denizime
bir mağara, olmazsa bir çukur
kendimi mi rüyayı mı avutsam

dünya vahşi bir denizdi
içimde bir boğulmak kaldı

beni bu denize kim attı
beni bu denize kim..

bir çocuk ardım sıra görülmemiş bir rüya
gibi çın çın çınladı

Serdar Koçak

Gazeteciye Mektup

Ben şimdi
Nazilerin geçemediği
Güzel Dağlar Ülkesindeyim
New York'da mısın? geç
Bir kameranın önünden acele
Ben uyurken sana bakıyor
Şair arkadaşlarımdan biri

Atlılar görüyoruz mor,
Şafaklar söküyor uçaklar altında
Dağlar geniş gâyeler gibi
Ellerini özlüyor liberter:
Kumrallığın tutuyor gözlerimi açık
Rüzgâr taşıyor çocuklar sesini:
Vapurlar kalkıyor serin
Mucizevi muhallebiler pişiyor
Heybetleriyle gelin kızlar

Geç kameranın önünden acele
Sararıp soluyorum rakılarda
Bunca içmek ayıp annelere!

Ekim 2001

Adnan Satıcı

Bin Yıl Daha Ülkesiz

Nereye
O uysal saçlarınla nereye, hem sen nereye
Nereye ey gözleri gurbet
Sınadım kendimi bir başka biçimlerle
Her iklimde dondum, her aynada hiç
Yüzünü dön
Yüzünü dön
Can aynam paramparça...

Nereye
O atlarla nereye, hem sen nereye
Nereye hiç dönmeyecekmiş gibi böyle
Ardından kanım akıtır kendini gittiğin yere
Çeviremem önünü kırılmış ellerimle
Yüzünü dön
Yüzünü dön
Düğüm at damarıma...

Gidersen
Bin yıl daha ülkesiz bir çocuk kalır
Yıldızsız, pusulasız, mülteci, kanamalı
Gidersen fırtınada en ince söğüt dalı
O sabah kırılırım toprağıma düşemem
Yüzünü dön
Yüzünü dön
Gülümse baharıma...

22.07.2009

Ahmet Ada - Sözcükler Denizi


Ahmet Ada, 20 Mayıs 1947’de Ceyhan’da doğdu. Şair, yazar. İlk şiiri “Tabuttur Kitaplar” ve Hilmi Yavuz’un şiiri üzerine bir çözümleme denemesi olan ilk yazısı “Hilmi’nin Çocukluğu” 1966’da Soyut dergisinde çıktı. Şiirlerini ve yazılarını Yeni Dergi, Papirüs, Varlık, Gösteri, Adam Sanat, Milliyet Sanat, Islık, Yaratım, Kitap-lık, Le poete travaille, Yom, Heves, Şiir-lik, Eski, Agora, Ünlem, Dize, Ada, Geceyazısı, Sonsuzluk ve Bir Gün, Cumhuriyet Kitap, Radikal Kitap dergilerinde yayımladı.

14.07.2009

Tersakan Toros Dergisi

Tersakan Toros dergisi’nin 4. sayısı çıktı. (2009)

İÇİNDEKİLER:

Yayın Kurulu / Ey Oğul! (Mercimek Ahmet’in Diliyle)
Müslüm Kabadayı / Selam Olsun
Alişer Avcı / Tanrı (Şiir)
Aziz Kemal Hızıroğlu / Tür Bilinci Mönüsü (Şiir)
Ali Rıza Kars / Günümüz Şiiri ve Şiirin Gücü-2
Tolunay / Mürüvvet
Ozanemre / Kenarının Köşeleri (Şiir)
Mehmet Eren / Dönmedikçe (Şiir)
Sadık Çil / Yuğ’un Eleştirisine Eleştiri
Hatice T. Yayla / Geceleyin Sokakta (Şiir)
Yayın Kurulu / Makal’ın Acımsı Anıları
B.Gökgöl / Ateş Ustası (Şiir)
Barış Kuran / Gece Ölümleri “Yeniden” (Şiir)
Ela Sevindik / Aydınlığa Veda
Hasan Hüseyin Gündüzalp / Dağlarına Çekiliyorum Şiirin (Şiir)



Sahibi ve Yazı İşleri Müd: Ali Ozanemre
Yayın Kurulu: B.Gökgöl, Battal Binboğalı, Hasan Hüseyin Gündüzalp, Çalım Esen
Görsel Kurgu: Barış Kuran
Hukuk Danışmanı: Av. Gülşen Battal
Yönetim Yeri ve İletişim Adresi:
Tepebağ Mah. 27044 Sok. Akdamar İş Hanı, No:32 K.1/5-6, Seyhan – ADANA
E-mail: tersakantoros@gmail.com
Posta Kutusu: Cemalpaşa Postanesi. P.K 1221 Gar – ADANA
Posta Çeki Hesabı: Ali Ozanemre adına 5793723

Terskakan Toros ücretsizdir. Postayla edinmek isteyenlerin, P.Ç hesabına 10 TL yatırmaları gerekir. Dergiye gönderilecek ürünlerin toplam karakter (vuruş) sayısı 7000’i aşmamalıdır. Gönderilen ürünler 3 ay içinde yayımlanmazsa başka yerlerde değerlendirilebilir.

2.07.2009

Şair Kemal Özer'i kaybettik...

KEMAL ÖZER (1935, İstanbul - 30 Haziran 2009, İstanbul) İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı okudu. Yazıları, henüz öğrenciyken yayımlanmaya başladı. Üniversiteden arkadaşlarıyla birlikte, 1956 – 1960 yılları arasında a dergisi’ni çıkardı. 1960’da girdiği Cumhuriyet gazetesinde 1981’e kadar görev yaptı. Ardından 1982’ye kadar Karacan Yayınları’nda çalıştı. 1965 – 1970 yılları arasında kitapçılık ve yayıncılık faaliyetlerinde bulundu. Şiir Sanatı dergisini 1966 – 1968 yılları arasında yayınladı. 1972’den itibaren yayımlanmaya başlanan Yeni a Dergisi’nin kurucuları arasında bulundu, dergi için yazılar kaleme aldı. 1983’te üstlendiği Varlık Dergisi’nin yönetmenliğini 1990’a kadar sürdürdü. 1999 – 2000 yılları arasında Türkiye Yazarlar Sendikası’nın ikinci başkanlığını yaptı. 1989’da Yordam Yayınevi’ni kurdu. Kemal Özer 15 günde bir soL gazetesinde yazmaktaydı. 30 Haziran 2009'da hayatını kaybetti. İlk dönemlerinde İkinci Yeni Hareketi içinde yer aldı. Bunu, ilk üç şiir kitabına yansıttı. Daha sonra „toplumcu gerçekçi“ diye nitelenen bir tarza yöneldi. Eleştirmenlere göre,bu dönemde, gündemdeki toplumsal ve siyasal olayların yanı sıra sözkonusu olaylar karşısında insanların duygu, düşünce ve tepkilerine tanıklık etti. Toplumcu gerçekçi eğilimi 1970 – 1980 yılları arasında yayımlanan 4 eserine hakim oldu. Bu kitapları izleyen şiirlerinde yeni boyut ve ilgi alanlarına açılım arzusu gözlendi. 1983’te yayımlanan Araya Giren Görüntüler’de 12 Eylül dönemine ilişkin tanıklığını sergiledi. 1985 tarihli Sınırlamıyor Beni Sevda’da sevda olgusunu toplumsal bakış açısıyla yorumladı. 1995’te basılan Oğulları Öldürülen Analar ile bir başka toplumsal soruna, kayıp annelerinin sesine aracılık etti. Onların Sesleriyle Bir Kez Daha kitabıyla da uzun süreli bir baskı döneminin ardından seslerini yeniden yükselten çalışan kesimi aktardı. Behçet Necatigil, Kemal Özer'i 1977'de şöyle değerlendirdi: "İkinci Yeni'nin en çok sözü edilen şairlerinden olan Kemal Özer'in şiirlerinde, uzak çağrışımların izinde yürümekle çözülebilecek gizli bir bütünlük kaygısı seziliyordu. Şairliği, yeni aşamalarda, toplumsal eylemlere, yurdun ve dunyanın politik-güncel olaylarını şiirleştirmeye yöneldi." TKP neferlerinden biriydi .
Eserleri
Şiir Gül Yordamı (1959) Ölü Bir Yaz (1960) Tutsak Kan (1963) Kavganın Yüreği (1973) Yaşadığımız Günlerin Şiirleri (1974) Sen de Katılmalısın Yaşamı Savunmaya (1975) Geceye Karşı Söylenmiştir (1978) Kimlikleriniz Lütfen (1981) Araya Giren Görüntüler (1983) Sınırlamıyor Beni Sevda (1985) İnsan Yüzünün Tarihinden Bir Cümle (1990) Bir Adı Gurbet (1993) Oğulları Öldürülen Analar (1995) Onların Sesleriyle Bir Kez Daha (1999) Sevdalı Buluşma (2005) Toplu basım şiirler Çağdaş ve Boyun Eğmeyen (1985) XX. Yüzyıldan Duvar Kabartmaları 1-2 (2000) Öykü Baba ile Kız (1999) Deneme Umut Edebiyatı Yedi Canlıdır (1992) Acı Şölen (1992) Gün Olur Söze Yazılır (1992) Yaşadığımız Günlerin Yazıları (1996) “Benim Ellerimi Al, Benim Gözlerimi Kullan” (1999) Bendeki Görüntüler (2000) Şiiri Sorgulayan Yazılar (2000) Anı İkinci Yeni’den Toplumcu Şiire (1999) Gezi Güldeki Şafak (1979) Düşmanı Kardeş Yapmak (1994) Günlük Tanık Günler 1 (1993) Tanık Günler 2 (1994) Gölgeden Güneşe ( 1999) Çocuk kitapları Nasrettin Hoca (1975) Tatil Köyünün Çocukları (1981) Trenler Ne Güzeldir ( 1983) Dünya Onlarla Daha Güzel (1992) Şiirlerle Ezop Masalları (1993) Çiçek Dürbünü (1994) Şiirlerle Andersen Masalları (1995) Sinemayı Seven Çocuk (1997) Sorulardan Bir Gökkuşağı (1999) Güneş Arkasına Baktı (2000) Derleme Soruların Gündeminde (1995) Oradaydım Diyebilmek (1995) Eleştirilerin Gündeminde (1999) Sanatçılarla Yazışmalar 1 (1999) 45. Sanat Yılında (2000) Söyleşi Sanatçılarla Konuşmalar (1979) Antoloji Şiirlerle İstanbul (1992) 100 Şiir (1995) Dünden Bugüne Türk Şiiri (Asım Bezirci’yle, 2002)
Çeviri şiir kitapları
Haydut Otu (Lubomir Levçev’ten Fahri Erdinç’le, 1979) Benimdir Bu Dünya (Georgi Cagarov’tan Fahri Erdinç’le, 1982) Kurşun Asker (Lubomir Levçev’ten Fahri Erdinç’le, 1984) Temiz Yürekle (Attila Jozsef’ten Edit Tasnadi’yle, 1986) Zamanın Sözü (Nicolae Dragoş’tan Erem Melike Roman’la, 1989) Zambak ve Gölge (Federico Garcia Lorca’dan Gülşah Özer’le, 1990) Sevdiğime Seslenir Gibi (Pablo Neruda’dan Sibel Özbudun’la, 1992) Suskun Sesler (Romen kadın ozanlardan Ergin Koparan’la, 1992) Kuşlar Havalanıyor Yüreğimden (Sara Mathai Stinus’tan Gülşah Özer’le, 1997) Köpüklenen Gök (Miklos Radnoti’den Edit Tasnadi’yle, 1997) Granit Destanı (Lıçezar Elenkov’tan Ömer Çandır’la, 1997) Bir Yıldızdı Taşıdığım (Lubomir Levçev’ten Gülşah Özer’le, 1999) Yüzünün Arkasında Mayıs (Macar kadın ozanlarından Edit Tasnadi'yle, 2007) Kışın Bir Ağacın Binde Biri (Erik Stinus'tan Gülşah Özer'le, 2007)
Ödülleri
Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü (1976) Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü (1982) Yunus Nadi Şiir Ödülü (1991) Ferit Oğuz Bayır Düşün ve Sanat Ödülü (1993) Damar Dergisi Edebiyat Emek Ödülü (1999) Truva Kültür ve Sanat Ödülü (2000) Dionysos Şiir Ödülü (2001)

29.06.2009

Doç. Dr. Muharrem Güneş - Belediyecilik Sanatı

Doç.Dr. Muharrem Güneş - Belediyecilik Sanatı
Başkent Ankara’da 1973-1994 yılları arasında belediye başkanı olmuş kişilerin meslek yaşamöykülerini ayrıntılı biçimde değişik yönleriyle inceleyen elinizdeki bu kitap, bu alanda çalışma yapacaklara örnek olabilmenin yanında, kentbilim, çevrebilim, siyaset bilimi, kamu yönetimi, iktisat, işletme, toplum bilimi ve sosyal bilimlerin bütün öteki her alanında eğitim gören öğrencilere ve ayrıca, belediye başkanları ile belediye başkanı olmak isteyenlere çok yararlı olabilecek bir çalışmadır.
BELEDİYECİLİK SANATI [Ankara’nın Belediye Başkanları: 1973-1994]
Detay Yayıncılık
Ankara, 2009

Sincan İstasyonu Dergisi - Temmuz 2009


Sincan İstasyonu Dergisi'nin Temmuz 2009 sayısı çıktı.

Kertenkele Dergisi, Sayı:16

İçindekiler
Naci EL-ALİ Ön-Arka Kapak Çizimi
Kertenkele İçsöz
Nizar RABBANİ (Kemal YÜKSEL) 6 Erkek ve Kadın
Murat ŞAHİN 11 Bir Mevsim Habercisi
Ahmet ÇİÇEK 13 Yaşama Seviçleri
Orhan TEPEBAŞ 14 Dostluk Günleri
Murat TUZCU 15 Beyaz Akrepli Şırınga
Fatih ÇODUR 16 Tekerlemesine Bap
İshak KOÇ 17 Kahır Taşları
Ezra CENKER 18 İlk Şiirler'den
Mustafa KARAOSMANOĞLU 27 Hizaya Gel Çağrısı
Bülent KEÇELİ 29 Neden Sapsarı Oldu Saçların
Muammer YAVAŞ 30 Cinnet Notları - V
Muhammet EROGLU 32 Tenorden Ses Dersleri
Beyza BERBER 33 Kutsal Görev
Osman KOCA 34 ZiyaAbi
Nihat AYTEN 37 İşık
Mustafa CELEP 42 İkinci Yeni Şiirinin Mahiyeti
Mustafa ÖZDEMİR 49 RİLKE - Ölümün Yüzündeki Tebessüm
Selçuk KÜPÇÜK 54 Gökle Toprak Arasında Ahengi Besleyen: NEY
Orhan TEPEBAŞ 62 İyi De Ne/Ye Gidiyorsun
Yaşar ELMAS - Şehr-İ Yağmurun Şairi
Muhammed HÜKÜM 65 Selim İLERİ'nin Romanı Ve Romancılığı - III
C. Ali. Al İMET 80 * Bugünün Türk Şiiri Üzerine Konuşmalar - 3
Levent SUNAL - Hayriye ÜNAL
* Şiir İşleri - 4 (Dergilerdeki şiirleri okurken)
Arif AY, İbrahim TENEKECİ, Ahmet MURAT, Müberra GÜNEY
Kertenkele 112 TebrikAdres : Kertenkele Kitap-Cafe Kaledere Mh. Belediye Cd. PTT Yanı Ünye / Ordu 0 505 573 32 71 Yazışma Adresi :P.K.3 Fatsa-ORDU İstanbul İrtibat : Zen Yayıncılık - Kitap Kültürevi Selami Ali Efendi Cd. Huzur Çarşısı No: 9 / 21 Üsküdar / İstanbul 0 216 553 33 73 E-mail : kertenkeledergisi@gmail.com Abonelik Şartları ve Bedeli :141 50 20 / Posta Çeki / Muammer Yavaş hesabına 20 YTL yatırılıp, dekont dergimiz adresine gönderilir.

Ahmet Günbaş - Sepetimde Şiir Var

Ahmet Günbaş
Sepetimde Şiir Var
Hayal Yayınları
Mayıs, 2009
Size biraz ilginç gelebilir ama ben, öncelikle kitapların kokusunu seviyorum. Bir sevgi projesi gibi algılıyorum onları. Ön yüzüyle, arka yüzüyle ayrı ayrı söyleşiyorum. Sayfa düzenlerine, desenlerine, harf karekterlerine karıştığım oluyor. Kimilerinin ölü olduğunu bildiğim halde, Nabızları atıyor mu? " kuşkusuyla satır aralarına kulağımı dayıyorum. En büyük çabam, yapıtın atardamarını ele geçirip oradan duyarlık merkezine doğru yürümek! İlletiyle estetiğin buluştuğu noktada farklılığın çıngısını ele geçirmek!
Özellikle şiir kitaplarına karşı özel bir sevgi besliyorum. Evet, şiir deyince akan sular duruyor! Ünlü ünsüz çağdaşlarıma ilişkin sepetimi dolduran yirmi beş kitaplık deneme de şiir sevgimin bir göstergesi sayılabilir. Serde şairlik olunca şiir kitaplarından ayrı durmak olası mı?
Ahmet Günbaş

Cem Güneş - Fosna'da Lacivert Sular



Cem Güneş'in

"Fosna'da Lacivert Sular" adlı öykü kitabı

Edebiyat ve Eleştiri Kitaplığından çıktı.

Haziran, 2009

Petek İrdam - Ruhların Karanlık Gecesinde


Petek İrdam'ın
"Ruhların Karanlık Gecesinde"
adlı şiir kitabı
Edebiyat ve Eleştiri Kitaplığı'ndan çıktı.
Ankara, Mayıs, 2009

26.06.2009

Nalan Çelik - Kokulu Saat Çiçeği



Nalan Çelik
1961 Düzce, Gümüşpınar’da doğdu. 2001 yılından başlayarak şiir, öykü, deneme ve makaleleri… İnsancıl, Akköy, Akademi Gökyüzü, Patikalar, Kar, Şarköy Sanat, Ünlem, Maviada dergileri… Jineps ve Milliyet gazetesinde yayınlandı.

Yayınlanmış eseri:
2005 - Gelincik – Şiir – İnsancıl Yayınları


Nalan Çelik
Kokulu Saat Çiçeği - Şiir
İnsancıl Yayınları
Birinci Basım, Ekim 2008



yanaklarımda rengi hiç solmayan / iki kızıl elma / gözlerimde onlarca şair bakıyorlar şaşkınlıkla / titreyen bedenime yayılan yangın / çıkıyoruz gözlerimdeki bitimsiz yolculuğa”…

23.06.2009

Koridor Dergisi - sayı:10, 2009


Koridor

Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi

Sayı :10, Yaz, 2009



KORİDOR’DANYAZ GÜNCESİ: MONOGAMİ VE İKTİDAR - Volkan Şenkal

STENDHAL SENDROMU - Deniz Hasırcı USTALARDAN: CEMAL SÜREYYA - AŞKNEMRUT’TA TANRILARLA TANIŞMA - Azade Özlem Çalık

MADRA ve UYKUCU ÇOBAN - Petek İrdam

KOROZYON - Sidar Sinan Özmen

BUNU BİL - Caner OcakKAYB - Sabahattin Umutlu

ÜÇ KADIN - Engin Damcı

DERSAADET - Kemal Şakir Çınar

HİÇ - Eren Okur

MEVSİMSİZ - Melek Avcı

MARSYAS’IN FLÜTÜ BİZİM SOLUĞUMUZDUR... - Günyüzü Müzik Topluluğu

KAPİTALİST KRİZ ve G20 - Tevfik Güneş

FELSEFENİN DİNAMİĞİ-I: SCHLEGEL’İN “İRONİ”Sİ ÜZERİNE – Ezgi Ulusoy

HOMOFOBİ’YE KARŞI! - Anti-Homofobi İnisiyatifi

BİR YERE GİTTİĞİM YOK - Demir Tol “NEFES ALIR GİBİ” SANAT... ve PICASSO - Ece İrem DinçUÇAN SÜPÜRGE 80’LERE KONDU - Uçan Süpürge Festival Ekibi

TUHAF HALLER - Sevda Zeynep Karadağ

KAMPANYA ÖNERİSİ - Cinsel Şiddete Karşı Kadın Platformu

SÖYLEŞİ: KAAN KOÇ - Levent ÖZBEKARAF EKSPRESİ - Eren Okur

ÖZERKÇE - Rahman Yıldız

KAPİSKARA BİR OTOPORTRE - Murat Dalgın

DURAK - Fatih ParlakYAZ PİKNİĞİ - Bilkent-ELİT-Çeviri Grubu İZİN VERİRSEN ANLATAYIM - Türker Özşekerli

DİL - Özgür Demirci

BALLI - Mehmet Rayman

SAKALLARIM BATIYOR AVUÇLARIMA - Necati Albayrak

ANNEANNEM - Bilkent-ELİT-Çeviri Grubu

SEN BENİM OLMADAN ÖNCE - Bilkent-ELİT-Çeviri Grubu

SÖYLEŞİ: NİSAN SERAP “GEDA” - Sidar Sinan Özmen

ZARARLI KİTAPLAR: HENRY MILLER - Melek KaranlıksuYOLDA - Necati Eker

SÖZ SİMYASI: DUENDE - Güliz Mutlu GALILEO GALILEI - Osman Gürel

KADINDAN DOĞMA - Bilkent-ELİT-Çeviri Grubu

HEPİMİZ - Levent Özbek

22.06.2009

Kemal Sülker

(1919- )
İlköğrenimini Antakya’da, ortaöğrenimini İstanbul ve Antakya’da yaptı. Bir yıl Hukuk Fakültesine gittikten sonra, yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde sürdürdü. Son sınıfta iken, sıkıyönetim mahkemesi kararıyla İstanbul dışına sürgün edildi (1943). Hatay’da ceza yasasının 142.maddesine aykırı eylemlerde bulunduğu gerekçesiyle tutuklandı, yargılama sonunda aklandı. Gece Postası gazetesinde işçi konuları sayfasını yönetti.Çeşitli gazetelerde çalıştı. DİSK ve TİP’in genel sekreterliğini yaptı. İşçi hakkı ve K.Ilıcak ile birlikte Türkiye Birlik gazetelerini çıkardı. Tan’da yazı işleri müdürlüğü yaptı. Yeni Edebiyat, Yürüyüş, Barış, Yurt ve Dünya, Gün, Yeryüzü, Forum, Sosyal Adalet, Eylem, Ant, Emek, Ortam, Vatan, Cumhuriyet gibi dergi ve gazetelerde araştırmaları ve edebiyat ile ilgili yazıları yayınlandı. Asım Sarp ve Okur imzalarını da kullandı.Başlıca yapıtları: Türkiye’de Sendikacılık (1955), Dünyada ve Türkiye’de İşçi Sınıfının Doğuşu (1964), Dünyada ve Bizde Sendikacılık (1966), Nazım Hikmet Dosyası (1967), 100 Soruda Türkiye’de İşçi Hareketleri (1968), Sabahattin Ali Dosyası (1968), Sendikacılık ve Siyaset (1975), Türkiye’de Grev Hakkı ve Grevler (1976), İki Konfederasyon (Türk-İş ve Disk, 1976), Nazım Hikmet’in Gerçek yaşamı 1901-1928 (2 cilt, 1977)

Yalçın Küçük

Yalçın Küçük(1938- )İktisatçı. İskenderun’da doğdu. Ortaöğrenimini Kabataş Lisesi’nde, yükseköğrenimini Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde tamamladı. 1960’ta Devlet Planlama Teşkilatı uzman yardımcılığına atandı. ABD Yale Üniversitesi’nde bir yıl Lisansüstü öğrenim gördü. Yurda dönünce Devlet planlama Teşkilatı’nda Uzun Vadeli planlar Şube Müdürlüğünü yürüttü (1963-1965). Orta Doğu teknik Üniversitesi öğretim üyeliği yaparken 12 Mart döneminde görevinden alındı. Emek, Cumhuriyet, yankı, yönetimine katıldı. Yürüyüş, Sosyalist İktidar adlı gazete ve dergilerde ekonomik konulardaki yazıları ile tanındı. Edebiyat Cephesi’nde yayınladığı eleştirileri ilgiyle izlendi.Başlıca yapıtları: Endüstrileşme Sürecinin Temel Sorunları-Sovyet Deneyimi –1925-1940 (1975), Türkiye Üzerine Tezler (Cilt 1, Cilt 2, 1979), Planlama Kalkınma ve Türkiye (1978).

Bekir Sıtkı Kunt

(1905-1959)Hukukçu ve yazar. İlk ve ortaöğrenimini Antakya’da yaptı. Yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamladı (1928). O yıllarda Vakit gazetesinde başladığı gazeteciliği, 1930’a kadar sürdü. Düzce, Uşak ve Aydın’da yargıçlık yaptı. 1938’de Hatay Meclisi’ne milletvekili olarak girdi. Yeni Gün gazetesinde başyazıları yayımlandı. Hatay’ın Türkiye’ye katılmasından sonra da TBMM’ye iki dönem Hatay milletvekili seçildi (1939-1943). 1946’da mesleğine dönerek, Asliye Ceza Yargıçlığı yaptı. Yazarlığa gazetecilikle başlayan Kunt, ilk öyküsünü 1924’te Yeni Adam gazetesinde yayımladı. 1930’dan sonra Vakit gazetesi eklerinde yayınlanan yüze yakın öyküsüyle ün kazandı. Sonraları, Uyanış, Varlık, Adımlar, Yurt ve Dünya ve Yeditepe dergilerinde de öyküleri yayınlandı. Gözlem ve gerçeğe bağlı öykülerinde köylü ve kasabalıların, İstanbul’un sıradan insanlarının olağan yaşantılarını şakacı bir biçimde anlattı. Konularını daha çok mahkemeler, devlet daireleri gibi iyi bildiği çevrelerden seçti.Yapıtlarından bazıları: Memleket Hikayeleri (1933), Talkınla Salkım (1937), Herkes Kendi hayatını Yaşar (1941), yataklı Vagon Yolcusu (1948), Ayrı Dünya (1952) adlı öykü kitapları vardır. Halk öyküsü “Arzu ile Kamber”i günümüze uyarlayarak yayınladı (1940).

Sabahattin Yalkın

Ay
-I-
Ay vuruyor sırtıma
Belli gecedir
Kimse sormuyor karanlığın yaşını
Yüzgeçleri durgun bir kayabalığı
Doğurgacındaki kayabalıklarından habersiz
Bekliyor sevişeceği dalgayı

-II-
Ay vuruyor toprağa
Belli gecedir
Ömürleri bir sevişmelik böcekler
Larvalandırlar ölümlerinden sonra
Bıldırcın sıcağını bıraktılar
Bıldır yaşanan sevdalar

-III-
Ay vuruyor ölüme
Belli gecedir
Bunca kavga bunca gözyaşı
İlk kez şaşırıyorum kanlandığıma
Suskunluğumuz büyüyor
Yorgun bir gök altında
------------

Aşkın Niyetini Anlayamıyorum

1. Yusyuvarlak bir ay Ayvalık'ın üzerinde
Kimin koyduğu belli değil
Sahipsiz öyle
Göğün niyetini anlayamıyorum

2. Bir gece vuruyor omzuma
Adını soruyor son kadınımın
Gözleri ince kara

Gecenin niyetini anlayamıyorum
3. Ve ansızın yere düşüyor vazo
Güller Osmanlı kokuyor
Karanfiller eşkiya

Çiçeğin niyetini anlayamıyorum
4. Belli belirsiz bir İstanbul
Sonbahar yaprakları arasında
Yapayalnız yürüyor Beşiktaş'a

Kentin niyetini anlayamıyorum
5. Deli-dolu yaşlarımı arıyorum
Gözüm hangi göze takılsa
Tüm denizi oynuyorum bir zara

Aşkın niyetini anlayamıyoruın
------------------------
11 Mart 1934''te Antakya’da doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Antakya'da tamamladı. İstanbul Teknik Üniversitesi’ni bitirdi. Macaristan ve Hollanda'da lisans üstü eğitim yaptı. Hidroloji üzerine uzmanlaşarak DSİ'nin çeşitli kademelerde (Elektrik İşleri Etüd İdaresi) devlet memurluğu ve yöneticilik yaptı. Emekliye ayrılan Yalkın Ankara'da yaşıyor. 'Sabahattin Topaloğlu' adını kullandığı ilk şiirleri yerel gazetelerde yayımlandı. Sonraki yıllarda şiirleri ve yazıları Yelken, Yeditepe, Türk Dili, Dost, İmece, Varoş dergilerinde şiir yayımladı. On beş yıla yakın bir süre hiç şiir yayımlamadı, ardından peşi peşine sekiz şiir kitabı yayımladı. "Çocuk Deliceleri" adlı kitabıyla 1994 Çankaya Belediyesi ve Damar Dergisi Çocuk Şiirleri Dalı Birincilik Ödülü'nü, "Beyaz Kan" adlu dosyasıyla 1994 Sabri Altınel Üçüncülük Ödülü'nü aldı.
Yapıtları : Akdeniz Delisi (1988) Güney Güneşi (1991) Bütün Yüzlerim Anadolu (1992) Aşkdeniz (1994) Çocuk Deliceleri (1995) Beni Yasaklama (1996) Sabahı Düşünmek (1998) Asi Destanı (2001) Soluğumun Rengi Dünya ile Göz Göze (2004)
Ödülleri :
1994 Çankaya Belediyesi Şiir Ödülü
1994 Damar dergisi Çocuk Şiiri Ödülü
1994 Sabri Altınel Şiir Ödülü (Üçüncülük)

Sezer Ateş Ayvaz







Sezer Ateş Ayvaz, 1956 yılında Antakya’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladı. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldu. Aynı üniversitenin Siyaset Bilimi bölümünde Kadınlara Yönelik Periyodikler konulu tezle yüksek lisans, Türk Romanında Değişen Bir Paradigma: Politik Roman konulu tezle doktora yaptı. Çeşitli kurumlarda felsefe, sosyoloji, davranış bilimleri dersleri verdi. Türkiye Yazıları, Sesimiz dergilerinde şiirleri yayınlandı. İlk öykü dosyası Bütün Oteller İstanbul Palas ile 1987 Akademi Kitabevi öykü başarı ödülünü kazandı. 1988’de Aynalarda Yaz, 2000’de Yeryüzü Taksim adlı öykü kitaplarını yayınladı. Kültür, edebiyat konularında, gazete ve dergilerde inceleme ve eleştiriler yazmayı sürdürüyor.