30.05.2009

Arif Damar

AY AYAKTA DEĞİLDİ

Şiirlerim benim
Şarkılarım
Ay ayakta değilken
Ayaktayım
Çobandım ben
Kırk yıl Ayakta
Çoban

Aya baktım
Güne baktım
Geceleyin
Kimi zaman

Kimi zaman
Bir çobandım
Geceleyin
Aya bakan

Güne baktım
Çiçek açtım
Geceleyin
Kimi zaman

Kimi zaman
Bir çobandım
Geceleyin
Çiçek açan

Bir çiçek
Günebakan
Geceleyin
Kimi zaman

Kimi zaman
Geceleyin
Bin çiçek
Aya bakan

Kırk yıl
Ayakta
Çoban

Ayaz oldu
Bulut oldu
Geçen kırk yıl
Umut oldu

ARKADAŞ DERGİSİ, Sayı:5

İçindekiler:
Şiirleriyle;
Şakir Özüdoğru, Onur Akyıl, Nigar Okyay, Rafet Aslan, Halil İbrahim Polat, Gizem Bilkay, Serdar Koçak, Hakan Sürsal; öyküleriyle Mehmet Ali Elçin, Fatmanur Türk, Murat Aydın Doma, Mehmet Söğüt, Şebnem Korkmaz yer alıyor.
Yazılarıyla;
Onur Keşaplı, Atilla Polat, Serkan Sağır, Onur Uludoğan, Attilla Özer, Nazmi Bayrı, Osman Elbek, Umut Taylan, Şakir Özüdoğru destek veriyor. Ayrıca Öznür Şahin, Halil İbrahim Ay’la ‘İçimizdeki Tanrı’ isimli kitabı üstüne söyleşiyor. Dergi bu sayıda, ‘Sahibini Arayan Miras’ başlığı altında, bir dosya bütünlüğünde Kürtçe Edebiyata yöneliyor. Dosyada Burhan Tek Kürtçe yayınlanan edebiyat dergilerini tanıtıyor, Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Kadri Yıldırım’ın Kurmancî Lehçesi üzerine bir incelemesi, Burhan Tek’in Selim Temo ve Abidin Parıltı ile yaptığı söyleşilerle Ragıp Duran’ın TRT6 üzerine bir yazısı yer alıyor.

2009 TBD Bilişim Dergisi Bilimkurgu Öykü Yarışması

Son Katılım Tarihi: 17 Temmuz 20092009 yılında en sık kullandığımız sözcüklerden biri “kriz”. Dünya tarihinde yaşanmış pek çok kriz var: Büyük Buhran (1929), Küba füze krizi (1962), petrol krizi (1973) Ruanda’daki kıyım (1994), kuraklıklar ve Afrika’da önü alınamayan kitlesel açlık ölümleri hemen akla ilk gelenlerden.
Krizlerin çıkmasının pek çok nedeni var: Kaynakların paylaşımı sırasında çıkan çatışmalar, doğal felaketler, çevrenin tahribi, ekonomik sistemlerin çöküşü, egemenlik anlaşmazlıkları ve devletlerin güçlerini kötüye kullanması bu nedenlerden bazıları.
Peki gelecekte hangi krizler yaşanacak? Örneğin bilimin “kötüye” kullanılmasından, doğal kaynakların ölçüsüzce tüketilmesinden, belki insan, android, siborg ve robotlar arasındaki anlaşmazlıklardan ya da umulmadık bir anda yepyeni bir canlı türünün belirmesinden yeni bir kriz çıkabilir mi? İnsanın gelecekte yaşayacağı bedensel ve ruhsal krizler şimdikinden farklı mı olacak? Öte yandan kriz fırsat mıdır, felaket midir? Kriz tetikleyici midir, yoksa engel midir?
Bu yıl on birincisi düzenlenen Bilimkurgu Öykü Yarışmasının konusu kriz. Yukarıdaki açıklamalar ve sorular konunun ne kadar geniş ele alınabileceğini göstermek amacıyla sıralanmıştır. Yazarlarımız, kriz konusunu yapıtlarında istedikleri gibi işleyebilirler.
2009 yılında krizi, bilimkurgu edebiyatı boyutuyla irdelemenin tam sırası olduğunu düşünüyor ve yarışamaya katılacak bütün yazarlarımıza başarılar diliyoruz.
YARIŞMA KOŞULLARI
1. SONUÇ VE ÖDÜLLER
Yarışmayı kazanan öyküler 2 Kasım 2009 tarihinde açıklanacaktır. Ödül olarak birinci gelen yarışmacıya dizüstü bilgisayar, ikinci gelen yarışmacıya avuçiçi bilgisayar, üçüncü gelen yarışmacıya da sayısal kamera verilecektir.
2. KATILIM KOŞULLARI
- Yarışmaya TBD Yönetim Kurulu üyeleri ile TBD Bilişim Dergisi Yayın Kurulu üyeleri dışında herkes katılabilir.- Öykü Türkçe yazılmalıdır.- Öykülerde bilimkurgusal ögeler aranacağı kuşkusuzdur.- Öykü, daha önce herhangi bir yarışmada ödül almamış olmalıdır.- 2009 yılından önce ya da yarışmaya yollandıktan sonra yayımlanmış öykü yarışmaya katılamaz.- Her yazar yalnızca bir öyküsüyle yarışmaya katılabilir.- Dereceye girecek öyküler TBD’nin İnternet sitesinde ya da Bilişim Dergisi’nde yayımlanacaktır. TBD Bilişim Dergisi Yayın Kurulu isterse, yarışmayı kazanan öykülerle, seçici kurulun yayımlanmaya değer bulduğu öyküleri kitap olarak yayımlayabilir. 1998-2005 tarihleri arasında dereceye giren öykülerden yapılan bir seçki “Bilimkurgu Öyküleri” adıyla Remzi Kitabevi tarafından yayımlanmıştır :http://www.remzi.com.tr/index.asp?anakategori=49&kategori=141&kitapid=10…Öykülerin İnternet sitesinde, Bilişim Dergisi’nde ya da kitaplaştirilarak yayımlanması için http://www.tbd.org.tr/onayliyorumadresinde bulunan “Onaylıyorum” adlı belgenin yazar tarafından doldurulması ve doldurulan bu belgenin mektupla, faksla ya da taranmış bir dosya olarak e-posta yoluyla TBD’ye gönderilmesi gerekmektedir. Onayliyorum, adli belgeyi TBD’ye göndermeyen yarışmacılar yarışmaya kabul edilmeyeceklerdir.
3. SEÇİCİ KURUL
Hikmet Temel Akarsu, Bülent Akkoç, Semih Gümüş, Talat S.Halman, Necdet Kesmez, Mustafa Kutlay, Mustafa Küpüşoğlu, Buket Uzuner
4. BİÇİM
- Öykü, yaygın olarak kullanılan bir kelime işlemciyle, “12″ büyüklükte “Arial” karakter” seçilerek, yazılmalı ve e-postaya ekli bir dosya olarak gönderilmelidir.- Gönderilen dosyanın adına öykünün adı verilmelidir. Örneğin öykünün adı “‘Neptün’ün Ufak Tefek Taşlari” ise öykü dosyası “Neptün’ün Ufak Tefek Taşlari.doc” olmalıdır.- Öykü dosyasının içinde yazarla ilgili hiçbir bilgi olmamalıdır.- e-postaya ekli diğer bir dosyanın içinde yazarın açık adı, kısa özgeçmişi, açık adresi ve telefon numarası ayrıca varsa web sitesi adresi bulunmalıdır.- Yazarın kimlik bilgilerinin bulunduğu dosyanın adına yazarın adı verilmelidir. Örneğin yarışmaya katılan yazarın adı “Can Yılmaz” ise kimlik bilgilerinin bulunduğu dosyanın adı da “Can Yılmaz.doc” olmalıdır.- Öykü en fazla iki bin sözcükten oluşmalıdır.
5. YAPITIN TESLİMİ
Yapıt, 17 Temmuz 2009 tarihine dek *bilimkurgu@tbd.org.tr*adresine gönderilmelidir. Postayla gönderilen öyküler yarışmaya kabul edilmeyecektir.
Bilgi ve iletişim için: Tel: 312 479 34 62 / Faks 312 479 34 67 / e-posta: tbd-merkez@tbd.org.tr web: http://www.tbd.org.tr/
6. ÖN DEĞERLENDİRME KURULU
Yarışmaya gönderilen yapıtların sayısının umulanın üstüne çıkması durumunda TBD Bilişim Dergisi Yayın Kurulu bir Ön Değerlendirme Kurulu oluşturur. Bu kurul, Seçici Kurul’a gidecek öyküleri belirler.

Abdullah Baştürk İşçi Edebiyatı Ödülü 2009

Son Katılım Tarihi: 11 Eylül 2009GENEL-İŞ ve DİSK eski Genel Başkanı Abdullah Baştürk (1929-1991) anısına, ailesi, Edebiyatçılar Derneği ve Genel-İş’le birlikte bu yıl da işçi edebiyatı ödülü verilecektir.
1) Ödüle aday kitaplar, işçiler ya da diğer emekçiler hakkında olmalıdır.
2) Bu kitaplar; şiir, öykü, roman, masal, anı, günce, yaşamöyküsü, röportaj türünde olabileceği gibi, 1. madde kapsamındaki edebi yapıtlarla ilgili inceleme, eleştiri, makale, deneme, antoloji, yıllık ve benzeri türlerde de olabilir. Ancak ödül dağıtımında, tür değil, yapıtın değeri göz önüne alınacaktır. Şiir, öykü, deneme gibi türlerde, kitabın ağırlıkla işçiler ya da emeğiyle geçinenler hakkında olması, yeterli sayılabilecektir.
3) Ödüle 1 Ocak 2008′den bu yana basılmış kitaplar katılabilir. Son başvuru tarihi 11 Eylül 2009′dur. Postadaki gecikmeler kabul edilmez. Ödüle tek yapıtla aday olunabilir.
4) Edebiyatçılar Derneği yönetim organlarında yer alan üyeler yarışmaya katılamaz.
5) Seçici kurul: Remzi İnanç, Özgen Seçkin, Vecihi Timuroğlu, Necati Tosuner, Tuncer Uçarol.
6) Ödüller en çok üç kitaba verilir. Aralarında sıralama yapılmayacaktır. Ödül tutarları her bir kitap için 2.000 TL’dir. Ödül kazananlar ayrıca GENEL-İŞ’in Ören (Burhaniye)’de bulunan “Abdullah Baştürk Eğitim ve Dinlenme Tesisleri”nde bir hafta konuk edilecektir.7) Sonuçlar, gerekçesiyle birlikte, 11 Kasım 2009 günü açıklanır. Ödül töreni, Abdullah Baştürk’ün ölüm yıldönümü olan 21 Aralık 2009 gününü izleyen hafta içinde yapılır.
8) GENEL-İŞ, ödül kazanan ve yarışmaya katılan kitaplardan bazı bölümleri, telif ücreti ödeyerek kitaplaştırabilir. Bunları yayın organlarında da kullanabilir.
9) Ödüle aday kitaplar; adres, telefon, özgeçmiş yazılı imzalı bir başvuru dilekçesiyle, yazarın kendisince ya da izin belgesiyle birlikte yayınevince, 7 adet olarak aşağıdaki adrese taahhütlü gönderilecek ya da imza karşılığı teslim edilecektir:
— Edebiyatçılar Derneği (Abdullah Baştürk Ödülü), Sakarya Cad.32/15, Bahar Apt. Kat 5, Yenişehir - Ankara. İletişim: 0312 / 434 46 65 edebiyat@edebiyatcilardernegi.org.tr
http://www.yazimhane.com/
http://www.siirakademisi.com/
http://www.taflandergisi.blogspot.com/
www.mevsimsiz.com

ALAZ Edebiyat Dergisi,Sayı:9,Mart, Nisan, Mayıs

ŞİİR, HER ZAMAN YENİDEN
Mine Ömer
Her yeni yılı yapay bir sevinçle kutluyor dünyalı. Buna yaşadığımız yıllar tanık. Kutlamalar için gökyüzüne atılan havai fişekler de tıpkı umutlarımız gibi kısa sürede kocaman bir karanlığa yenilmiyor mu? Bütün iyi dilekler, sanki yalnızca o an için... Yıldızlara baş kaldırırcasına gökyüzüne dağılan renkli ışıklarla, coşkulu sahte bir dostluk, kardeşlik kutlanıyor. Sahte, çünkü hemen hemen geriye kalan üç yüz altmış dört gün, insanın insana verdiği acıyla geçiyor. Söz verilen dostluk ve sevgiye tam olarak kucak açamayan insanoğlu, kini, nefreti ve hırsıyla yangın tarlasına dönüştürüyor yaşamı. Oysa, insanın insanı öldürmesi, yaşadığımız yüzyılın en affedilmezi olmalıydı. Kıygı ve acı yaşandıkça insanlığımız sorgulanmalıydı. Kıtalararası yolculuk yapan savaş, sınırları aşarak öldürüyor çocukları. Irak, Kafkaslar derken, kara dumanlar Gazze'den yükseldi yine. Bir halkın vahşice öldürülüşünü seyretti dünya. Hem de sessizce! Hitler'in faşizmini kınayanlar, katliamlara dur diyemediler! Çocukları öldürerek, zafer kazananlar, nasıl bakabiliyorlar çocuklarının sorgulayan gözlerine? Yıllar, yılları eskitti. Alazlarsa hiç eskimedi. Yangınlar daha da büyüyerek çoğaldı yüzümüzde. Çocukların güleryüzünü kömürleştiren savaşlar, gittikçe gençleşiyor. Oysa savaşları lanetlemeliydi insanoğlu. Kini ve nefreti sözlüklerden çıkaracak kadar unutmadıkça, barışı, dostluğu ve sevgiyi nasıl dillendirebiliriz? Keşke tüm merdiyen ve paralellerde, en uzak kıtalarda, barış içinde dostlukla yaşıyor olsaydı dünyalı. Ve dergimizin adı da yaşadıklarımız gibi alaz olmasaydı... Şiir, bu çelişkili yaşamın içinde sığınacağımız bir sığınak gibi gözükse de aslında o dostluğun, barışın ve kardeşliğin anahtarıdır. Çünkü şiir; insandır, yaşamdır. Mart 2007'de ilk kez yayın hayatına başlayan dergimiz, her yeni mevsimin ilk günü okuyucusuyla buluştu. Okuyucumuz bizi yalnız bırakmayarak, güç verdi. Ve üçüncü yılımıza girerken, aynı heyecan bizi terketmedi.Derginin ilk sayısındaki yazımda yapabilirsek küçük de olsa boşlukları doldurmayı amaçladığımızı yazmıştım. İki yılda neler yaptık, neler yapmayı düşündük ve yapamadık. Tüm bunları değerlendirmeyi şairlerimize bıraktık. Biz açık yüreklilikle sorduk. Onlar da aynı içten duygularla yanıtladılar. Bizi, bizle yüzleştirdiler. Bu dilekler ve eleştiriler üçüncü yılımıza girerken, ışığımız olacak. Bu sayımızda, Nihat Behram ile söyleştik. Ve sorduk. Nasıl buluyorsunuz Alaz'ı? “İnsan olmam şairliğimden önce gelir. Tabiki şiir, insan olmanın harcıysa anlamlıdır. Şiirin en derinde tuttuğu, en yoğun tüttüğü yer de orasıdır. Hayatın bağrı.” Ayrıca “Sahinin içtenliği, sahtenin parıltısından daha aydınlıktır... Kim ne düşünürse düşünsün, sahtenin karşısında zayıf da olsa, beni 'sahibinin' değil sahi olan, sahinin sesi ilgilendirir.” Diyerek, Alaz'la ilgili düşüncelerini imledi. Şiir kitaplarının, şiir dergilerinin çok az satıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Günümüz şairlerinin şiir kitapları raflarda alıcı bekliyor. Genellike Nazım Hikmet, Necip Fazıl Kısakürek, Edip Cansever, Cemal Süreya, Orhan Veli vb. gibi şu anda hayatta olmayan şairlerin, şiir kitaplarını satın alıyor şiir okuyucusu. Günümüz şiiri ise bir türlü buluşamıyor okuruyla. İkinci, üçüncü, dördüncü baskılarını yapan şiir kitaplarıyla tanışamıyoruz. Şiir neden okunmuyor? Belli ki günümüz şiirlerinde önemli bir eksik var. Bu önemli eksik şiirlerde insanın olmayışı ... “İnsan, şiirin neresinde?” diye üç ay önceki sayımızda sormuştuk.. Osman Namdar, Kemal Gündüzalp, Bedrettin Aykın, Tamer Öncül, Rafhet Candan, Mahzun Doğan, Engin Berk ve Metin Soydeveli'nin incelemelerinde, yanıtları okuyabilirsiniz. Hülya Soyşekerci, Tufan Erbarıştıran, Bülent Güldal, İlker İşgören, Aslıhan Tüylüoğlu, Bülent Şamcı yazılarıyla, Hasan Başkal da ilk kez, kısa bir öyküsüyle yer alıyor edebiyat dünyamızda. Bu sayının şairleri; Levent Özbek,Arife Kalender, Nihat Behram, Osman Namdar, Uluer Aydoğdu, Özcan Yalım, Zeki Ali, Kemal Gündüzalp,Tuğrul Keskin, Mine Ömer, Metin Fındıkçı, Mehmet Ersoy, Nüket Hürmeriç,Ersan Erçelik, Fadıl Oktay, İlker Gören. Genç kalemlerde ise dikkat çekici şiirleri ile Mustafa Çolak ve Bora Berkit var. Gittikçe azalan kitap okuruyla ilgili geçen sayımızdaki yazımda, varsa önerlilerinizi yazmanızı istemiştim. Okuyucularımızdan bize, yalnızca bir yazı ulaştı. Eğitimci Mehmet Özçataloğlu'nun deneme yazısına “Okurun Sesi ” köşemizde yer verdik. Keşke konuyla ilgili okuyucularımızdan daha fazla yazı gelseydi ve sizinle paylaşabilseydik. Sizlerin eylemsiz okur değil, eylemli okur olmanızda ısrarlıyız.Edebiyatla ilgili deneme, inceleme, eleştiri yazılarınızı “Okurun Sesi” köşemize gönderebilirsiniz. Gelecek sayımızın dosya konusu “Şiir ve iktidar/Misyonlar,kulisler... Şiir ve kariyerizm.” 20 Nisan’a kadar yazılarınızı bekliyoruz. Dostlukla

AKATALPA AYLIK ŞİİR VE ELEŞTİRİ DERGİSİ,Haziran 2009 Sayı: 114

İÇİNDEKİLER
BAŞYAZI ÖZEL BİR KAHRAMANLAR GEÇİDİ Enis BATUR FAUSTTRUM İsmail MERT BAŞAT ŞİİRİN KÖKLERİNE YOLCULUKLAR (6) İhsan ÜREN AKŞAMI KAÇIRMAYALIM Hüseyin KÖSE İSTEĞİN BULANIK KIYISINDA Mehmet Mümtaz TUZCU PAMUK HANIM EMRİNE TUZ KAVRUĞU BİR TÜZÜK Fergun ÖZELLİ KIYIDA Ramis DARA HAYATI ŞİİRLEŞTİREN KİTAPLAR, 8 Hüseyin ALEMDAR ÜÇ RENK SONE Mustafa FIRAT CEVAT ÇAPAN ŞİİRİNDE KISA AMA TATLI BİR YOLCULUK… İlyas TUNÇ KİM VAR ORDA Yusuf ALPER TOZ OLMAK Serap Aslı ARAKLI BARIŞ BALKONU Mustafa EROĞLU KIYA Halim YAZICI TEKNE Fırat CANER CİN Pelin ÖZER DÜNYANIN ŞİİR YAZDIĞINI BİZE YALNIZ ACI SÖYLER Cihan OĞUZ POETİKA / POLEMİKA Sina AKYOL İLHAN BERK ŞİİRİNE YÖNELİK FEVKALADE ÖZNEL KİMİ SAPTAMALAR Nahit KAYABAŞI ÇEKİ Muzaffer KALE BÜYÜK UYKU Suat Kemal ANGI OOGIR Soner DEMİRBAŞ BİR ŞİİRİN İÇİNDEKİ Arzu K. AYÇİÇEK EYLÜL Ceyhun ERİM MELİH ELAL İLE ALİ ÖZÇELEBİ’Yİ ANDIK Nur İpek ÖNDER BENİ NO HANA Tamer SAĞIR İN TAİPEİ 101 Hüseyin PEKER HALİM YAZICI'DAN BİR ZEYTİN DALI Ahmet ADA KIŞ İÇİN PRELÜDLER Osman S. ERKEKLİ - Bülent GÜLDAL YAZA DOĞRU Yılmaz BOZAN KORLA KÜL Müslim ÇELİK ERGUVAN İLAHE Veli DÜDÜKÇÜ BAHÇESİZLİKLER BAHÇESİ Hasan VAROL HEVES Seyhan ÖZDAMAR KARINCA KARARINDA Rasim DEMİRTAŞ HAZİRANDA Gültekin EMRE KIRMIZI GÜN, BEYAZ GECE Utku ÖZMAKAS ‘ŞİİR KOY ALNIMA’ Fazıl Hüsnü DAĞLARCA DIŞARDAKİ

12.05.2009

RIFAT ILGAZ MEMLEKETİNDE ANILDI




(Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi/ İstanbul)

Türk edebiyatının ”Koca Çınarı”ı Rıfat Ilgaz doğumunun 98. yılında Kastamonu’da düzenlenen bir dizi etkinlikle anıldı. Bahçeşehir Kolejlerinin sponsorluğunda, Çınar Yayınları ve Kastamonu İl Kültür Turizm Müdürlüğünün katkılarıyla düzenlenen etkinliklere 500 civarında öğrenci ve veli katıldı.
Kastamonu Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi’ndeki etkinliklerde; Nilay Yılmaz ve Ali Kırkar, öğrencilere yönelik yaratıcı drama uygulamalarından örnekler verdi. Ayşegül Şen ise Nilgün Ilgaz’ın “Dostum Çino” adlı kitabından bölümler okurken, Nilgün Ilgaz da öğrencilerin sorularını yanıtladı. Mavisel Yener ise günlük yaşamda Türkçenin yanlış kullanımına dair örnekler verdi. Kastamonu Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin hazırladığı Rıfat Ilgaz konulu resim sergisi de Günboyunca gezildi.

Günün son etkinliğinde ise bu yıl ilki yapılan Rıfat Ilgaz Öykü Yarışmasında dereceye girenlere ödülleri verildi. Ödül törenine Kastamonu Valisi Mustafa Kara, Kastamonu Belediye Başkanı Turhan Topçuoğlu, Cide Kaymakamı Mustafa Ayhan, Kastamonu Bahçeşehir Koleji kurucu temsilcisi Hakkı Güngör, Kastamonu Bahçeşehir Koleji müdürü Ayşegül Soylu Muslu katıldı.
Törende ilk olarak Hakkı Güngör söz aldı. Güngör bu yıl sadece Bahçeşehir kolejlerinin yedinci sınıfları arasında yapılan öykü yarışmasının 2010’da ulusal düzeyde bütün okulların katılımıyla, Rıfat Ilgaz’ın 100. doğum yılı olan 2011’de ise uluslararası düzeyde yapılacağını söyledi.
Bahçeşehir Kolejleri Türkçe Bölüm Koordinatörü Ayşegül Şen ise, halkını, yaşadığı toprakları kendine özgü yetkin bir dille anlatan Rıfat Ilgaz’ı öğrencileriyle ve halkıyla buluşturmanın mutluluğunu yaşadılarını belirterek “Rıfat Ilgaz’ı 100. Doğum yılında bütün dünya çocuklarıyla anmak istiyoruz. Türk edebiyatının ulu çınarını anmak, yaşatmak, artık bugünden sonra temel görevimizdir.” dedi.

Son olarak söz alan Aydın Ilgaz ise, Rıfat Ilgaz’ın adının yıllar önce, anma toplantısını yaptıkları salona verildiğini hatırlatarak şunları söyledi: “ Cide Belediye Başkanımız Necdet Demir ve kaymakamımız Mustafa Ayhan’ın çalışmaları sonucu, babamın 1911’de doğduğu ev aslına uygun olarak yeniden yapılarak Rıfat Ilgaz Kültür ve Sanat Evi olarak hizmete açıldı. Daha da önemlisi Kastamonu Üniversitesi rektörümüz Prof Dr. Bahri Gökçebay’ın katkılarıyla Cide Rıfat Ilgaz Meslek Yüksek Okulu bu yıl eğitime başladı. Bütün bunlar, aramızda olduğuna inandığım babamı da mutlu ediyordur. Bize kolkanat gerdiğiniz için teşekkür ederim.”

Konuşmalar sonrası Rıfat Ilgaz’ın yaşamını anlatanbir barkovizyon gösterisi izlendi. Bahçeşehir Koleji öğrencilerinin yorumladığı Rıfat Ilgaz şiirleri ve sahnelediği Hababam Sınıfı tiyatrosu sonrası öykü yarışmasında dereceye girenlere ödülleri verildi.
İstanbul Bahçeşehir Koleji öğrencisi Ezgi Terzioğlu’na birincilik ödülü Kastamonu Valisi Mustafa Kara, Kocaeli Bahçeşehir Koleji öğrencisi Erkin Kahraman’a ikincilik ödülü Kastamonu Belediye Başkanı Turhan Topçuoğlu, Konya Bahçeşehir Koleji öğrencisi Yaren Aslan’a da üçüncülük ödülü Kastamonu üniversitesi rekörü Prof. Dr. Bahri Gökçebay tarafından verildi.
Birincilik ödülünü alan Ezgi Terzioğlu “Maviye Özlem” adlı öyküsünü okuyarak duygularını anlattı. Öyküsünde bir leyleğin gözünden çevre kirliliğine dikkat çekmeyi amaçladığını belirten Terzioğlu, “Rıfat Ilgaz gibi büyük bir yazarın anısına düzenlenen bir etkinlikte; doğduğu ve yetiştiği kent olan Kastamonu'ya bağlılığını her fırsatta dile getirmiş olan Rıfat Ilgaz’ın şehrinde ödül almak ve sizlerin karşısında olmak beni çok sevindirdi.” dedi.

Sahneye son olarak öğrencilerden oluşan Cide Kaymakamlığı Rıfat Ilgaz Korosu çıktı. Koro, türküler ve çok sesli şarkıların yanı sıra koro şefi Muharrem Baz tarafından bestelenen Rıfat Ilgaz’ın “Çocuklarım” adlı şiirini de yorumladı.