29.05.2007

Hüseyin Ferhad

l954’te Hatay’ın Hassa ilçesinde doğdu. İlk ve ortaokulu Hassa’da okudu. 1972’de parasız yatılı Mersin İlköğretmen Okulu’nu bitirdi. İki yıl Urfa’da sınıf öğretmenliği yaptı. 1979’da Gazi Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümü’nden mezun oldu. Gazi Eğitim Enstitüsü’nde öğrenciyken girdiği Film-Radyo-Televizyon ile Eğitim Merkezi’nde radyo program yazarı ve yönetici olarak on iki yıl çalıştı. 1990’da Ankara’dan Adana’ya göçtü. Ticarete atıldı. Beş yıl matematik öğretmenliği yaptı, 2000’de bu görevinden emekliye ayrıldıktan sonra ticarete geri döndü. Halen Adana’da yaşıyor.
İlk şiiri “Kürt Çiçekleri” 1978’de Yeni Türkü’de yayımlandı. Aynı yıl Sanat Emeği’nde tekrar yayımlandı. Akabinde İngilizce, Hollandaca, Almanca ve Kürtçe’ye çevrildi. Ve Yürüdük Gecenin Ateşleri İçinden’le 1984 Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü’nü Behçet Aysan ve Bedrettin Aykın’la paylaştı. Söyle Gölgen de Gitsin’le 1994 Yunus Nadi Şiir Ödülü’nü, Kılıç İpekte Sınanır (Toplu Şiirler 1982-2000) içinde yer alan Hazer İçin Birkaç Sarı Gül’le de 2001 Altın Portakal Şiir Ödülü’nü kazandı. Beşir Sevim’in hazırladığı Hüseyin Ferhad Şiirinin Kültür Sözlüğü Mersin Üniversitesi tarafından bitirme tezi olarak kabul edildi (2002). Antalya Kültür Sanat Vakfı’nca ödül alan kitabına ilişkin sempozyum metinleri Hüseyin Ferhad Şiiri (2003) adıyla kitaplaştırıldı. 2. Mediterrane Letteren Festival çerçevesinde “Akdeniz’in Sıfır Noktası” adlı şiirinin yedi bölümü Hollandaca’ya çevrildi (2003). Yom Sanat dergisi “Artık Gelmem Otağınıza” başlıklı bir Hüseyin Ferhad dosyası yayımladı (Mart-Nisan 2004).
Şiir kitapları: Deniz Çobanları (1982), Ve Yürüdük Gecenin Ateşleri İçinden (1984), Söyle Gölgen de Gitsin (1993), Hayal Ülkesinin Keşfi (1995), Hazer İçin Birkaç Sarı Gül (2000), Kılıç İpekte Sınanır (Toplu Şiirler 1982-2000), Sîmurg (2004).
Şiir kitaplarının yanı sıra Aşka ve Barbarlara Dair (1995) adlı bir deneme, Cennet Diye Bir Yer (1997; 2002) adlı bir de anlatı kitabı yayımlandı.

---

KÜLLERİ EŞELEMEK

İçimi ezer delice bir cesaret
görünmez bir el kilitler kapılarımı,
miskinliğimden değil bu minnet
çaresizim seni sevdiğimi söyleyemem.

Dilsizim.

Çırpınmayı bile unutmuş bir serçe
gibi saklarım göğsüme kanatlarımı,
kadınlığın böyle karşıma dikeldikçe
utanırım seni sevdiğimi söyleyemem.

Dilsizim.

Bilinç denen şey şeffaf bir hançer
her gece deşer yaramı,
yıllar divâne ömrümden zulümle geçer
halsizim seni sevdiğimi söyleyemem.

Dilsizim.

Eski yalnızlıklardır soframdaki nicedir
hayatla katlayamam yorgun yaşımı,
büyük aşklar hep gecikmeli gelir
garibim seni sevdiğimi söyleyemem.

Dilsizim.
Erken geldin dünyaya, benden önce
benden önce koştun yollarımı,
şu ince yağmur dinince
gideceğim seni sevdiğimi söyleyemem

Misafirim.

Hiç yorum yok: