27.05.2007

Halil İbrahim Yıldız

bir garip söylence üstü (ya da Simanka)

1.
uykusuna sırtüstü yaslanmış yorgunlar
eskilerini soyunup giyinirken yenilerini
yollar bırakır acılarını
yolcuların terli kollarına

kıskanır arkamda bıraktığım toz bulutu
bahtsız yürüyüşlere
güzelliğini verdiğim yüzler

gitsem
gitmesem
gitsem

gitmesem diyor fal çiçekleri

oysa beni
geçtiğim yerler özler

2.
küle gider söylencelerin kuşu
ağlamaz ve gülmez
yazıları
bırakıp suya
külünden geri gelir gözlük camıma

3.
tanrıya ağlar Simanka
veya yalnızlığına yapışan deniz kumlarına

Halil İbrahim Yıldız

Hiç yorum yok: