27.11.2009

Ender Koçak / giz-düşüm senfonisi

I.
Gün-batımı. Gökyüzü kızıl
Bakışlarının iz-düşümünde
Gördüm seni
Bilinmeze doğru kaçıyordun
Dilinde veda türküleri yoktu
Gidiyordun ardına bakmadan
Bir tren garında aşka rastlarsan
tanıyabilir misin onu?
Yada aşkı ölümle
Tanımlayabilir misin?
Evet, ölüm dedim
Çünkü sözcükler yetmez
Aşkı tanımlamaya.
Gün-batımı. Gökyüzü yitik
Düşlerim bozguna uğradı
Yüreğimin sahilinde
Yaşamın biz-düşümünde
Ayrılık vardı

II.
Gün-doğumu. Gökyüzü yalnızlık
yaşanmamışlık vardı evde
Aşkın miladından bu yana
Anılar göç katarı gibi
Süzüldü patikalarda
Yalnızlık kaldı odamda
Konuşmuyordu
Sevmiyordu ve düşünmüyordu
Oturup birbirimize baktık
Ama anlayamadık birbirimizi
Yine de yalnızlığımı
Yalnızlıkla paylaştım

III.
Yüzyıllar oldu sen gideli
Oysa onların dünyasında
Bir gece oldu
Sonu gelmez yolculuğa çıktım
Yaşamla ölüm arasında
Yol alıyorum şimdiki zamana
Ayrılık yüklü vagonlar geçiyor
Kara sevdalı raylardan

IV.
Gün-ötesi. Gökyüzü şiir
Seni düşünürken
Düşle gerçeğin kesiştiği yerde
Deviniyordu şair kendi içinde
Yüreğine ulaşmak için
Şaire sordum seni
Şiir-zamanı ikindisinde
Bilge bir tavırla gösterdi gökkuşağını
Dilinden dökülen sözcüklerle
Şairin söz-düşümünde
Buldum seni
Bir daha yitirmemek üzere.

İnisiyatif Sanat Dergisi, Sayı:3
Nisan-Haziran 2009

Hiç yorum yok: